Hayalet Sürücü'yü yıllar önce
öğrencilerimle beraber yarım yamalak izlemiştim. Filmle ilgili
aklımda birkaç şey kalmıştı.
Biri Johnny'nin, ruhunu şeytana satmasıydı. Bu kısım "Faust"tan esinlenilmişti ve etkileyici bir konu olduğu için aklımda kalmıştı. İkincisi ise “hayalet sürücü” görseliydi. Motorsikleti, zinciri ve alev alev yanan kuru kafası gerçekten çizgi romandaki kadar güçlüydü. Kısacası filmin kafamdaki imajı güzeldi. Ancak dün akşam filmi yeniden izledim ve şu an 2 saatimin boşa gittiğini düşünüyorum.
Bir kere Nicholas Cage, Hayalet Sürücü rolü için çok yaşlıydı. Kesinlikle seyir keyfi vermiyordu. Doğal olarak Eva Mendez de Hayalet Sürücü'nün sevgilisi rolüne tam olmamıştı.
Biri Johnny'nin, ruhunu şeytana satmasıydı. Bu kısım "Faust"tan esinlenilmişti ve etkileyici bir konu olduğu için aklımda kalmıştı. İkincisi ise “hayalet sürücü” görseliydi. Motorsikleti, zinciri ve alev alev yanan kuru kafası gerçekten çizgi romandaki kadar güçlüydü. Kısacası filmin kafamdaki imajı güzeldi. Ancak dün akşam filmi yeniden izledim ve şu an 2 saatimin boşa gittiğini düşünüyorum.
Bir kere Nicholas Cage, Hayalet Sürücü rolü için çok yaşlıydı. Kesinlikle seyir keyfi vermiyordu. Doğal olarak Eva Mendez de Hayalet Sürücü'nün sevgilisi rolüne tam olmamıştı.
Filmin başka bir eksiği de; Black
Heart denen (güya) korkunç şeytandı. Çünkü ne yazık ki hiç
de korkunç değildi. Tipi, giyimi, sesi, vs hiçbir şekilde göz
doldurmuyordu. Oysaki, bir film tiryakisi olarak, filmlerde öylesine
kötü adamlar görmeye alıştım ki, “şeytanın oğlu” denen
bir karakterin, çok çok çok daha zalim ve çok daha iddialı olmasını
beklerdim. O kadar ki, neredeyse "baba şeytan"a şevkat gösterecektim.
Diğer taraftan şeytanın oğlunun
kurmaylarını oluşturan o dörtlü bile çok daha korkunçtu. Ama
hayalet süvarinin o dörtlüyü ve sonrasında Black Heart'ı o
denli çabuk altetmesi, sanki yönetmenin tembel bir haftasına
gelmiş de o sahneleri geçiştirmiş gibi bir hava estiriyordu.
Filmin 2. si de bir o kadar absürt. Üstüne konuşmaya bile değmez. Filmin bir tek sahnesinde bile
ürpermedim. Hatta heyecanlanmadım bile. Böylesine güçlü bir çizgi roman için bu kadar kötü bir
film serisinin çekilmesi şaşırtıcı doğrusu. Ben tavsiye etmiyorum,
yine de izlemek istiyorsanız siz bilirsiniz.
Hayata İyi Seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder