16 Kasım 2015 Pazartesi

"Ant-Man" Son Zamanlardaki En Güzel Marvel Filmi...

En son Age of Ultron'ı izlediğimden beri bir daha Marvel filmlerine tövbe etmiştim. Ama yeminimi çiğneyip bir daha izledim. Pişman değilim :)))

Beni pişman etmemiş olan şu filme bir bakalım.

Özet
2015 yapımı "Ant-Man" bilim kurgu türünde. Hikayeye göre Scott, ceza evinden yeni tahliye edilmiş bir hırsızdır. Ama öyle böyle bir hırsız değil. Dünyanın en iyi hırsızlarından... Scott'ın bir de dünya tatlısı bir kızı vardır ama kızın annesi kızı Scott'tan uzak tutmaya çalışmaktadır. Scott, kızı için ne kadar düzgün bir adam olmaya çalışsa da bozuk sicili yüzünden her yerden kovulur. Beş parasız kalan adam, en iyi (?) arkadaşlarının yeni iş teklifini kabul etmek zorunda kalır. Yani yine hırsızlık yapacaktır. Ama bu kez girdiği evin kasasından ne para çıkar, ne senet, ne de çek... Motosikletçi kıyafetine benzer bir adet kostüm çıkar. Hay lanet olsundur. Ama Scott'ın aklına birden bire tuhaf bir soru gelir. Bu kostüm neden kasada saklanmıştır???

Künye
Filmde Scott'ı Paul Rudd oynuyor. Kostümün asıl sahibini Michael Douglas ve onun kızını da Evangeline Lilly canlandırıyorlar.

Yorum
Filmi çok beğendim. Film boyunca çok eğlendim ve bir an bile sıkılmadım. Bu kadar çocukça bir karakter bu kadar büyük bir filme konu oluyorsa bu iş bayağı ciddiye alınmış demektir. Açıkçası Kaptan Amerika 2'den beri izlediğim en iyi Marvel filmi. Yönetmeni yürekten tebrik ediyorum.

Mutlaka izleyin. Beğeneceksiniz.

Hayata İyi Seyirler...

11 Kasım 2015 Çarşamba

"John Wick" Suç Dünyasında Yeni Bir Dünya...

Bence bir oyuncunun başına gelebilecek en kötü şeylerin listesini yapsak bence Top 5'e şunlar girer: 1) Oynayacak film bulamamak 2) Oynayamamak 3) Oynadığı film tutmamak 4) Unutulmak 5) Hep aynı rolle hatırlanmak.

Bence Keanu Reeves'ün başına bunlardan beşincisi geldi. Matrix'in Neo'su, ya da Mr Anderson'ı Keanu Reeves'e yapıştı.

Zavallı adam çok iyi projelerde oynuyor. Hem başrolde. O kadar başrolde ki neredeyse yardımcı erkek oyuncu rolünü de kendisi oynuyor. Ama seyircinin gözünde o hala Neo.

Beyefendi yine tüm rolleri kendisine ait bir filmde oynadı. Hadi şu filme bir bakalım.

Özet
2014 yapımı “John Wick” aksiyon türünde. Hikayeye göre John Wick eski bir tetikçidir. John bir kaç sene önce güzel bir kadınla tanışmış, onunla evlenmiş ve mutluluğu bulduğunu düşünerek pis işleri bırakmıştır. Ancak Wick'in saadeti fazla uzun sürmez. Biricik karısının amansız bir hastalığa kapılıp ölmesi sonucu Wick'in hayatı kararır. Ancak karısı kocasının hayata küseceğini düşünerek büyük bir sürpriz hazırlamıştır. Cenazenin kalktığı gün Wick'e bir kargo gelir. Kargodan sevimli mi sevimli, şirin mi şirin bir köpek çıkar. Wick bu sevimli köpeği bağrına basar ve teselliyi onda bulur. Ancak bir kaç gün sonra bir kaç araba hırsızı John'ın arabasını çalmak için John'ın evine dalarlar ve çıkan arbede sonucu John'ın o biricik köpeği ölür. İşin ucunun araba kasaplığına vardığını anlamak Wick için zor değildir. Geriye yapılacak tek bir iş kalır: Köpeğin intikamını almak.

Künye
Filmde çok ünlü isimler var. Wick'i -tahmin edeceğiniz gibi- Keanu Reeves oynuyor. Kendisine Michael Nyqvist ve Willem Dafeo eşlik ediyorlar.

Filmin yönetmenleri Chad Stahelski ve David Leitch'in ilk yönetmenlik deneyimleri. Ama beyefendiler aslında sevdiğimiz onlarca filmde (Açlık Oyunları, Dövüş Kulübü, 300 Spartalı gibi) yardımcı yönetmenlik yapmış iki iyi arkadaşlar.

Yorum
Film çok güzel. Konusunun öyle basit olduğuna bakmayın. Çok güzel. Espriler çok komik. Hatta pek çok komedi filmindekinden daha fazla komik espri var ve ben bile bu sahnelerde oturduğum yerden "Eyyyvah Eyvah" demeden geçemedim.

 Suç dünyasıyla ilgili yaratılmış dahiyane bir de senaryo var. İlk kez gördüğümüz türden. Adeta yepyeni bir racon kesiliyor. 

Başta da bahsettiğim gibi; Keanu Reeves yine güzel bir senaryo seçmiş ve işin hakkını vermiş. John Wick karakteri ne "Matrix"teki Neo gibi şaşkın; ne de "47 Ronin"deki Kai gibi ezik. Gayet dik duruşlu ve karakterli. Ama nasıl oluyorsa üç karakterin de mimikleri aynı. Tek fark sakal ve dekor :)

Ben filmi çok beğendim. Aksiyon seviyorsanız mutlaka izleyin. Sevmiyorsanız da bu filme bir ayrıcalık tanıyın ve siz de mutlaka izleyin.


Hayata İyi Seyirler...

P.S. "John Wick 2" de çekiliyor. Bilin istedim...

"Ex Machina" Yine bir Yapay Zeka Filmi...

Şu, yapay zeka filmleri bitmedi; bitmeyecek... Her sene en az bir iki tane çıkıyor. Meraktan hepsini de izliyoruz. Başımıza ne geleceğini anlamaya çalışıyoruz. Her seferinde de korkuyoruz;işte o kötü oluyor. :)))

Bu türlerden bir tanesini daha izledik. Size filmi anlatayım.

Özet
2015 yapımı "Ex Machina" adlı film bilim kurgu ve gerilim türünde. Hikayeye göre Caleb, genç bir yazılımcıdır. Caleb, çalıştığı şirketin düzenlediği bir yarışmaya katılır ve birinci olur. Ödülü ise şirket sahibi Nathan tarafından bir hafta ağırlanmak ve bir deneye dahil olmaktır. Caleb tasını tarağını toplar ve Nathan'ın malikanesine gider. Patron, vakit kaybetmeden konuya girer. Mesele basittir. Patron bir tür yapay zeka icat etmiştir ancak zekanın çalışma seviyesinden emin olamamıştır. Caleb'ın görevi ise sistemin açığı var mı yok mu diye sorgulamak olacaktır. Bunu yapmanın tek yolu ise dişi robot görünümlü yapay zeka "Havva" ile sohbet etmekten geçmek olacaktır..

Künye
Filmde topu topu 3-5 kişi oynuyor. Bunlardan Caleb'ı daha önce de çok iyi filmlerden tanıdığımız Domhnall Gleeson oynuyor. Nathan'ı ise Oscar Isaac canlandırıyor. Dişi robot Havva ise Alicia Vikander'de hayat buluyor.

Filmin senaristi ve yönetmeni ise bilim kurgu dahisi Alex Garland. Kendisi aynı zamanda "Yargıç Dredd" ve "Gün Işığı" filmlerinin de yönetmeni.

Yorum
Ben filmi çok beğendim. Hele sonu, bitirdi beni. Ha biraz ağır aksak ve soğuk gidiyor. Ama birbirine tamamen yabancı üç karakterin -bir patron, bir çalışan, bir robot- aynı evde bir hafta geçirdiğini var sayarsak normal tabi. 
Bir de filmin sonundan daha çok tat almak istiyorsanız eğer; film boyunca verilen gizli mesajları toplayın. O zaman daha bir keyifli oluyor.

Eğer daha önce "Her" (Aşk) gibi, Automata gibi filmleri beğendiyseniz; bunu da beğenirsiniz.

Hayata İyi Seyirler...


8 Kasım 2015 Pazar

"Exodus: Tanrılar ve Krallar" Sözde Musa'nın Hikayesi...

Peygamberlerle ilgili filmler öyle zannediyorum ki çok ilgi çekiyor. Tanrısal mucizelerin ekrana yansıtılması yapımcıları heyecanlandırıyor olabilir. Buraya kadar meseleyi anlıyorum. Peki neden gerçekleri değiştiriyorlar; işte onu anlamıyorum.

Önce değiştirilmiş gerçeklere bir bakalım. Sonra da gerçekleri ortaya çıkaralım.

Özet
2014 yapımı "Exodus: Gods and Kings" (Exodus: Tanrılar ve Krallar) adlı film fantastik bir tarih filmi. Hikayeye göre Exodus, antik Mısır'da firavunun sağ kolu olarak görev yapmakta olan bir generaldir. Firavunun oğlu Ramses'le birlikte büyümesi ve Ramses'in en iyi arkadaşı olması da Exodus'un itibarını iyice artırmıştır. Yaşlı firavun da Exodus'taki cevheri görmüş olacak ki ölüm döşeğindeki son arzusu kendi oğlu Ramses'in değil, Exodus'un başa geçmesini dilemek olmuştur. Buna bir de baş büyücünün kehaneti eklenince (izleyince görebilirsiniz) işler sarpa sarmaya başlamıştır. İşte bundan sonra Mısır ikiye bölünmüştür. 1) Aslen bir İbrani köle olan Exodus'un başa geçmesini isteyen İbraniler. 2) Tanrı kral firavunun tanrılığına devam etmesini isteyen zenginler. İşte Musa-Firavun kıssası filmde bu şekilde başlıyor.

Künye
Filmde çok sayıda ünlü oyuncu görüyoruz. Bunlardan Exodus'u Christian Bale oynuyor. Ramses'i ise Joel Edgerton canlandırıyor.

Yorum
Film, tam bir Hollywood görsel şöleni. Filmdeki ihtişam muhteşem. Yüzüklerin Efendisiyle bile rahatlıkla kapışır. O kadar söylüyorum.

Ama o konu ne öyle arkadaş! 
*Kur'an'da en çok değinilen peygamber Musa iken ve Yahudilerin hikayesi saf 702 ayette anlatılırken (yani Kur'an'ın % 10'undan fazla) nasıl olur da olay bu kadar çarpıtılır? 
*Hz. Asiye'ye nasıl olur da öyle bir iftira atılır? 
*Musa'nın peygamber olmadan önce sırf kendinden değil diye Kıpti'yi öldürmesi ve pişmanlıktan perişan olması hiç mi kayda değer değildir?
*Denizin yarılması olayı nasıl böyle bir sahneyle gösterilir? 
*Denizin yarılması vakasından sonra Ramses nasıl olur da... (spoiler yok)? 
*Musa'nın asası meselesine hiç mi değinilmez? 
*Musa'nın büyücülerle kapışması ve büyücülerin müslüman olması nasıl olur da görmezden gelinir?  

Diğer taraftan bazı gerçeklere de değinilmemiş değil.
*Musa'nın saraya geliş hikayesi
*Mısır halkının türlü türlü doğal felaketlere uğraması
*Musa'nın bir aile kurması ve çoluk çocuğa karışması 
*Musa'nın İbranileri Kenan diyarına götürmesi gibi...

Peki filmi izleyelim mi? İzleyecekseniz, izleyin tabi. Ama sonra asıl gerçekleri mutlaka araştırın ve öğrenin. Hiç değilse kaybettiğiniz zamanı telafi etmiş olursunuz.

Hayata İyi Seyirler...