4 Kasım 2012 Pazar

"Şeytanın Avukatı"nın Gücü Nereden Geliyor???

(Özel istek üzerine...)
 
Hiç prensiplerinizden şaştığınız oldu mu? Yanlış olduğunu bile bile bir yola girdiğiniz? O yolun doğru yol olduğuna kendinizi inandırdığınız? Peki bu yolda bir bedel ödediniz mi? Ya da ödediğiniz bedelin büyüklüğü neydi? Peki bu yoldan döndünüz mü, yoksa hala ısrarcı mısınız? Döndüyseniz, hangi aşamada döndünüz? Dönmediyseniz hala neyi bekliyorsunuz? "Şeytanın Avukatı" adlı filmde bu soruların hepsi ve daha fazlası cevaplanıyor. Hadise neymiş bir bakalım. 
 
1997 yapımı "Şeytanın Avukatı" (The Devil's Advocate) adlı filmde, Keanu Reeves'ü suçlu olduklarını bildiği halde müvekkillerini canla başla savunup adeta onları ipten alan ve kariyerinde hızla yükselişe geçen bir avukat rolünde izliyoruz. Kevin Lomax adlı avukat, New York'un önde gelen hukuk bürolarının birinden iyi bir teklif alınca karısı Mary Ann'i (Charlize Theron) de alıp New York'a taşınır. Patronu olan John Milton (Al Pacino) ise, şirketteki yeni gözdesi Kevin'ı yanından ayırmamakta, onunla özel olarak ilgilenmektedir. Kevin ise önceleri hayranlık duyduğu patronuyla ilgili asıl gerçekliği çok sonra öğrenecek ve...... Acaba aklı başına mı gelecek, yoksa iş işten mi geçecek, bu kısmını izleyin ve görün.

Aslında bu film, çoğu sinema sever tarafından izlenmtir. Ama bu çoğunluğun çoğu, filmdeki sayısız "sembol"den habersizdir. İşte bu yazıyı onun için yazdım.

* Öncelikle filmin bir roman uyarlaması olduğunu belirtmek isterim. Andrew Neiderman'ın aynı adlı romanından uyarlama. Filmin (yukaarıdaki özette değinemediğim) kurgusunun ve alt yapısının nasıl böyle güçlü olduğunun cevabı işte burada yatıyor.


Paradise Lost Temsili
Gelelim sembollere:
*"Şeytanın Avukatı"
1) Papalığa aday gösterilen kardinallerin gerçekte bu işe layık olmadıklarını araştırmakla görevli bir başka Vatikan kardinalidir. Latince karşılığı "Advocatus Diaboli"dir.
2) Amerika'da "ipten alan" avukatlar için kullanılan bir sıfattır.

* John Milton:
17. Yüzyıl İngiliz Edebiyatının önde gelen şairlerindendir. "Kayıp Cennet" (Paradise Lost) adlı eserin yazarıdır. Kayıp Cennet'te insanın, tanrının gözünden ve huzurundan düşmesi anlatılmaktadır. Filmin sonunda John Milton Kevin'a Kayıp Cennet'in 1. kitabının 263. mısrasını okumaktadır: "Cennette hizmetkar olmaktansa, cehennemde hüküm sürerim."

* Mrs Alice Lomax:
Filmde Kevin'ın annesinden Mrs diye bahsedilmekte, ancak aslında Alice evli bulunmamaktadır. Hatta Kevin'ın babası da.... (Sürpriz)

* Mary Ann:
Kevin'ın (şizofren zannedilen) karısı için "Meryem Ana" ismi seçilmiştir. Ancak bu karakter Meryem Ana gerçeğiyle bağdaşmamıştır.

* Ex Nihilo:
John Milton'un dairesindeki o sofistike heykeller ve rölyefler, tanrının herşeyi yoktan var ettiğini anlatmaktadırlar. (Yandaki resim, Washington Milli Katedrali kapısındaki heykeldir. Filmde kullanılması, mahkeme konusu olmuştur.)

Ve kenara köşeye sıkıştırılmış daha nice semboller.

Film, reytingleri çok çok yüksek olmamasına rağmen, çok çok iyi hasılat yaptı. Ama ben yine de çoğu insanın filmi özümseyemediğini düşünüyorum. Filmi daha önce izlemediyseniz izleyin, izlediyseniz, bir tekrar atın. Pişman olmazsınız.

Hayata İyi Seyirler...

Hiç yorum yok: