28 Aralık 2016 Çarşamba

"Buz Devri" Seri Kötüleşmeye Devam Ediyor...

Hafta sonu çocukları oyalamak -tabi dışarısı soğuksa- çok zor... Hadi diyelim ki bir çizgi film açtın ve film de kötü çıktıysa of of of... Bir daha mümkün değil sakinleşmiyorlar. İşte benim başıma böyle bir şey geldi. Size filmden bahsedeyim.

ÖZET
ice age 5 ile ilgili görsel sonucu2016 yapımı “Buz Devri: Büyük Çarpışma” (Ice Age: Collusion Course) adlı film serinin 5. filmi olarak yine animasyon türünde. Hikayeye göre mamut Manny ve Elie'nin kızları Şeftali erkek arkadaşıyla evlenmek üzeredir. Ancak anne ve baba mamutlar bu ayrılık için hiç de hazır değildirler. Manny bu duruma o kadar üzülmektedir ki evlenme yıl dönümlerini bile unutmuştur. Elie ise tüm dostlarının davetli olduğu sürpriz bir parti düzenlemiştir. Manny bu partiye hazırlıksız yakalanır. Tam “Ama ben hediye almadım ki” diyecekken birden havaifişekler patlamaya başlar. Önce herkes sevinç ve neşeye bürünür. Bu güzel hediye için herkes Manny'yi tebrik eder. Ancak hemen sonra bu ateş topları -yani meteorlar- dünyaya çarpmaya başlayınca herkes kaçacak delik arar. Manny ve ailesi ise bir kez daha kendilerini dinozorlar diyarında Buck'ın yanında bulur.

KÜNYE
Filmdeki isimler hep aynı. İlaveten bir tek damat var.

YORUM
Film çok kötüydü. Çok sıradandı. TRT ÇOCUK'ta hergün izlediğimiz seri animasyonlar bile daha güzel oluyor. Bu kadar sene aradan sonra bu kadar alelade bir senaryo olmamalı.

Hiç lafı uzatmaya gerek yok. Buz Devri serisi çok kötü devam etti. Umarım kendileri de bunun farkındadırlar.


Hayata İyi Seyirler...

"Ayrılık" İzleyin...

Dün biraz fazlaca yoruldum. İşlerimi bitirip şöyle bir oturmam saat 9'u buldu. Aslında hemen yatsam uyurdum ama -eşek kafam- makineye çamaşır atmıştım ve bitmesine daha çok vardı. Ben de bu sırada bir film izleyeyim dedim. Şöyle basit bir şey. Romantik komedi gibi bir şey. Size de filmden bahsedeyim efendim.


ÖZET
the break up the movie ile ilgili görsel sonucu
2006 yapımı “Ayrılık” (The Break Up) adlı film -güya- romantik komedi türünde. Hikayeye göre Brooke ve Gary bir baseball maçında tanışan muhteşem eğlenceli bir çifttir. Bu ikili işlerinde gayet iyidirler. Gary başarılı bir tur rehberi iken Brooke da başarılı bir sanat galericisidir. Ancak son zamanlarda ilişkileri istedikleri gibi gitmemektedir. Brooke'a göre Gary bilgisayar oyunu bağımlısıdır ve Brooke'un ailesine karşı da çok saygısızdır. Üstelik de pis pasaklı herifin tekidir. Gary'ye göre ise Brooke sorunludur. Mesela fazla takıntılı, gereksiz yere hassas ve ayrıntıcıdır. İkisi de son zamanlarda mutlu değildirler. Bir gece ikisi fena halde kavga ederler ve Brooke Gary'den ayrılır. Ama aynı evi paylaşan ikili için sevgiliden ayrılmakla evden ayrılmak arasındaki fark yüzünden büyük kriz çıkacaktır.

KÜNYE
Filmde Brooke'u Jeniffer Aniston oynuyor. Gary'yi ise Vinent Vaughn canlandırıyor.

YORUM
Film bence romantik komedi falan değil. Bildiğin gerçek hayattan uyarlama bir dram. Kavga sahneleri komik değil basbayağı gerçek. O yüzden hiç komik değil. Sanırım bu sebeple olacak ki imdb puanları düşük. Çünkü filmi romantik komedi diye açıp trajedik bir gerçekle karşılaşmak insanların hoşuna gitmedi galiba.

Ama izleyin. Benim anlattığım gözle tabi. İzleyin ve kendinize bir çekidüzen verin.


Hayata İyi Seyirler...

27 Aralık 2016 Salı

"Bizim Hikaye" Başka Bir Darbe Hikayesi...

Yaz tatilinde tam da 15 Temmuz sürecine denk gelen tarihlerde annemle birlikte öylesine bir film açalım dedik. Denk geliş o geliş... Kör parmağım gözüne şeklinde bir film yakalamışız meğerse. Anlatayım...

bizim hikaye ile ilgili görsel sonucuÖZET
2015 yapımı “Bizim Hikaye” adlı film dram türünde. Olay 1980 darbesine uzanan bir meseleyle başlamaktadır. Hikayeye göre iki çocuk babası İsmail, genç bir yazardır. Memlekette yaşanan sağ-sol çatışmalarının hızla devam ettiği bir dönemde kendince bir taraf belirlemiş ve bu yönde kitaplar yazmıştır. Bir gün o anarşi ortamı, o istenmedik sonucu doğurur ve yıllarca konuşulacak olan '80 darbesi gerçekleşir. İlk tutuklananlardan biri de İsmail olur. İsmail, ailesini geride bırakıp hapse girince her iki taraf için de çok zor günler başlar. İsmail 2.5 yıl içeride türlü türlü işkencelere maruz kaldıktan sonra hayatını kaybeder. Üstelik ailesine doğru dürüst hiç bir açıklama yapılmamıştır bile. Ancak İsmail, başından geçen herşeyi günlüğüne yazmıştır. Aradan yıllaaaaar yıllar geçer. İsmail'in oğlu Ahmet o zor günlere inat avukat olur. Genç avukatın tek amacı babasının karartılmış günlüğünü alabilmek ve iade-i itibarını sağlayabilmektir. Genç avukat bu amaç her şeyi yapacaktır.
bizim hikaye ile ilgili görsel sonucu

KÜNYE
Filmde hep dizilerden tanıdığımız ünlü oyuncular var. Ama ben isimlerini bilmiyorum.

YORUM
Filmin hikayesi acıklı tabi. Ama yeterince yansıtılamamış bence. Çok daha gerçekçi ve derli toplu bir film çekilebilirdi. Çekilmeliydi. Sağa sola dağılmamalıydı. (İşin içine aşk meşk torun torba meseleleri falan da girince eksen kayması yaşanıyor da)

O yüzden ben tavsiye etmiyorum. Yine de siz bilirsiniz.


Hayata İyi Seyirler...

"Topal Osman" Yarı Tarih, Yarı Tiyatro...

Annem bizim kütüphaneden Atatürk'le ilgili bir kitap onu okuyordu. Kitap epeyce sürükleyici olacaktı ki bir hafta boyunca kendi odasından bizim yanımıza bile gelmedi. Tam kitabı bitirdi. Dedim ki “Anne açayım mı artık bir yerli film?” .annem de kabul etti. Açtık film portalını; film arıyoruz; bir de baktık tam annemin okuduğu kitaptaki olayları anlatan bir film. Bu kadar olur. Hemen izlemeye koyulduk tabi. Size filmden bahsedeyim.

topal osman film ile ilgili görsel sonucu
Topal Osman - K.Atatürk
ÖZET
2013 yapımı “Topal Osman” adlı film tarih filmi türünde. Hikayeye göre Topal Osman ve silah arkadaşları yeni Türkiye'nin kumandanları tarafından gizlendiği yerde köşeye sıkıştırılmıştır. Topal Osman bu işten dönüşün olmadığını anlar. Ama teslim olacak da değildir. Derhal silah arkadaşlarını toplar ve bir konuşma yapar. Dokunaklı bir konuşmadan sonra onlara iki seçenek sunar: Ya teslim olup yaşayacaklardır; yada çatışmada öleceklerdir. Bu konuşma üzerine tüm ekip ölmeyi tercih edince herkes bir yerlere konuşlanır. Ve tabi Topal Osman da. Derken çatışma başlar ve Topal Osman, kısa bir süre öncesine kadar Atatürk'ün bir numaralı adamı iken bu noktaya nasıl geldiğini düşünmeye başlar.

KÜNYE
Filmde tanıdığım tek bir oyuncu bile yok. Göz aşinalığım olan tek bir oyuncu da yok. Hatta oyuncular o kadar acemi çaylak ki bizim okulun tiyatro kulübünün öğrencileri bile daha iyi oynarlardı.

YORUM
Filmi sinema sektöründe bir film olarak değerlendirmem çok zor. Zaten o açıdan değerlendirirsek rezalet. Işık, dekor, oyunculuk, senaryo vb. Çok kötü.

Tarihsel gerçekleri yansıtan lise düzeyi bir belgesel içinse fazla yüzeysel. Konu anlaşılmıyor. Eğer annem kitaptan okuduğu ayrıntıları ara ara paylaşmasa hiç bir şey anlamayacaktım.

Ben filmi tavsiye etmiyorum. Yine de izlemek isterseniz; siz bilirsiniz.


Hayata İyi Seyirler...

"Süper Baba" Sözde Komedi...

Film portalında bir film izledim. Güya romantik komediydi ama romantizmden de komediden eser yoktu. Anlatayım.

the delivery man ile ilgili görsel sonucuÖZET
2013 yapımı “Delivery Man” (Süper Baba) türsüz bir film. Hikayeye göre David, 40'lı yaşlarına gelmiş ama hala bir düzen kuramamış bekar bir adamdır. Daha da kötüsü aile şirketinde et kamyonu şoförü olarak çalışmaktadır ve gırtlağına kadar borçtadır. O kadar borçtadır ki para karşılığı sperm bankasına 600 – 700 kere sperm bile bağışlamıştır. Yine de borçlarını kapatmanın bir yolunu bulamamıştır. Bir gün sperm bankasından bir görevli David'e çok ilginç bir evrak getirir. Evraka göre David'in 600 küsür bağışından 500 küsür tanesi adresi bulmuştur. Yani David'in 533 çocuğu vardır. Daha da ilginci bu çocuklardan 100 küsür tanesi babalarıyla tanışmak istemektedirler. Peki acaba David çocuklarıyla tanışmaya ve bu ürkütücü durumla yüzleşmeye hazır mıdır???

KÜNYE
Filmde David'i Vincent Vaughn oynuyor. 

YORUM
Film berbat. Durum komedisi bile denemez. Çünkü koca film boyunca sadece bir sahnesinde güldüm. Zorlarsam ikiye çıkar. O kadar.

Hiç öyle uzuuuun uzun yorumlar yapmaya değecek bir film değil. İzlemeseniz de olur yani.


Hayata İyi Seyirler...

"Kara Deniz" Yine Bir Deniz Macerası...

Jude Law'ı bilirsiniz. Adamı izleyip de sevmeyen yok gibidir. Her sene bir film çeker. Her seferinde bambaşka bir karakteri canlandırır. Ama hiç bir filmde önceki rollerini sergilemez. Asla kendini tekrar etmez. Hatta çoğu filmde Jude Law izlediğinizi farketmezsiniz bile. Çünkü Jude Law o kişiye dönüşür. Hiçbir rol, üstüne yapışmaz sizin anlayacağınız. Bence bu müthiş bir şey.

Beyefendinin bambaşka bir rolde oynadığı bir filme bakıyoruz şimdi.

the black sea the movie ile ilgili görsel sonucuÖZET
2015 yapımı “Karadeniz” (The Black Sea) adlı film bir macera filmi. Hikayeye göre Robinson, sürpriz bir şekilde işten çıkarılmış bir denizaltı kaptanıdır. Oysa ki yıllardır aynı şirket için çalışmıştır ve hatta ailesini bile ihmal etmiştir. Robinson'ın morali çok bozuktur ve paraya da ihtiyacı vardır. Tam da o sıralarda para babası bir patrondan yasadışı bir iş teklifi gelir.:Hayalet bir tayfa ile birlikte yasadışı bir denizaltına binerek Karadeniz'in derin sularına batmış bir Nazi denizaltından Nazi altınlarını çıkarma operasyonu. Kaptan Robinson teklifi derhal kabul eder. Hemen ardından Ruslardan ve Amerikalılardan oluşan mürettebatla birlikte Karadeniz'in soğuk ve sularına doğru yola çıkılır. Peki acaba Nazi altınlarına ulaşılabilecek midir???

KÜNYE
Filmin ağa babası Tabi ki Jude Law. Gerisi teferruat.

YORUM
Film kesinlikle kadınların seveceği bir film değil. Zira empati duyulacak sahne sayısı sadece bir. O da toplam bir dakikalık bi şey.


Daha ilginci erkeklerin seveceği bir film de değil. Mürettebat o kadar gerzek ki adamları evire çevire dövesin gelir. Ama Kaptan Robinson güzel bir karakter. Mükemmel değil ama fena da değil. Pek aklı başında bir kaptan değil.  En azından Jude Law'ın oyunculuğu sayesinde büyümüş bir karakter.

Ha Jude Law için izlenir mi? İzlenir. Tabi yine siz bilirsiniz.


Hayata İyi Seyirler...

P.S. Kolstrofobiler kesinlikle izlemesin!!!

7 Kasım 2016 Pazartesi

"Kuralsız" Uyumsuz'un Devamı...

"Uyumsuz" serisinin devam filmi...

insurgent ile ilgili görsel sonucuÖZET
2015 yapımı "Kuralsız" (Insurgent) adlı film yine bilim kurgu türünde. Hikayeye göre Tris'in uyumsuz olduğunu yedi dünya duymuştur. Şu durumda arananlar listesinin en başındaki isim haline gelmiştir. Zira bu durum mevcut sisteme karşı büyük bir tehdit olarak görülmektedir. Daha da kötüsü Tris de artık kendinden emin değildir. İçinde kendini savunacak ya da hayatta kalma mücadelesini tetikleyecek güç bulamamaktadır. Ancak en büyük yardımcısı yine Four olacaktır. Diğer taraftan bu ikilinin zaten sırt sırta verip bu satranç oyununda mücadele etmekten başka çareleri de yoktur...

KÜNYE
Filmde Tris ve Four yine aynı kişiler tarafından oynanıyor. İlaveten Kate Winslet de baş rolü paylaşıyor.

YORUM
Ben bu kitabı okumadım. Eminim güzeldir. İlki başarılıydı ve devamı gelmişti. Bu da onun devamı ama ilkinin verdiği etkiyi vermiyor tabi.

Bu tür kitaplar ve filmler seyircinin ilgisini çekiyor aslında ama bu serinin düşüşü biraz hızlı ve sert oldu. Film seyirciyi içine alıp sürükleme yetisini yitirdi.

Muhtemelen filmlerin devamı gelir, az çok hasılat da yapar. Ama istenen reytinglere asla ulaşmaz.

Hayata İyi Seyirler...

"Sessiz Amerikalı" Vietnam Savaşı Nasıl Başladı???

Bundan bir kaç sene önce Vietnam Savaşının nasıl çıktığına takmıştım kafayı. ABD'nin neye dayanarak Allah'ın Vietnam'ına saldırdığını merak etmiştim. Ama onca araştırmaya rağmen  “yılanın başı” denecek bir isme de rastlamamıştım. Meğerse öyle bir isim varmış. Vietnam Savaşının “Arabistanlı Lawrence” hikayesine bir bakalım.

the quiet american ile ilgili görsel sonucuÖZET
2002 yapımı “The Quiet American” (Sessiz Amerikalı) adlı film gerçek bir hikayeden uyarlanmış bir dram. Hikayeye göre Thomas Fowler, Vietnam'da görev yapan yaşlı bir gazetecidir. Aslen İngiliz olmasına ve yaşına rağmen Vietnam görevini  hala zevkle yapmaktadır. Bunun en önemli sebebi ise Vietnamlı metresi Phuong'dan kopmak istememesidir. Thomas'ın İngiliz karısı Thomas'tan boşanmadığı için bu aşk üçgeni uzatmalı ilişkiye döner. Gel zaman git zaman Amerikalı bir doktor, görev icabı Vietnam'a gelir. Doktor Pyle yakışıklı ve nazik biridir. Bir akşam Doktor Pyle ve Phuong birbirleriyle tanışırlar ve birbirlerinden hoşlanırlar. Bizim aşk üçgeni önce aşk karesine döner. Sonra bu aşk karesi de ayak kaydırma girişimlerine dönünce siyasi sarmal kaçınılmaz olur.

KÜNYE
Filmde yaşlı İngiliz gazeteciyi Michael Caine oynuyor. Amerikalı doktor Bay Plye'ı ise Michael Faraday canlandırıyor.

YORUM
Film eski usul bir film. Pek öyle izlemeye değecek bir film de değil. Sıkıcı ve durağan.

Verdiği mesaj dramatik. Aynı kadına aşık olan iki adamın dünyayı nasıl cehenneme çevirdiklerini anlatan ilginç bir kesit.

Gerçek hikaye olduğu iddia ediliyor ama aslı var mı yok mu bilmiyoruz tabi. Ancak söz konusu aşk hikayesinin vardığı noktanın Vietnam Savaşı olduğu düşünülünce gerçekten insan üzülmeden edemiyor. Diğer taraftan bu iki adam bu aşk savaşına girmeseydi Vietnam'da savaş çıkmayacak mıydı? Yine çıkacaktı. Sonuçta ABD, Fransız sömürgesi Vietnam'ı kafaya takmıştı. Bu aşk savaşı sadece fitili ateşleyen ateş oldu. Tıpkı Truvalı Helen'yüzünden başlayan Truva Savaşı gibi.

Özetle... Filmi izlemeye gerek yok.Yine de izlemek isterseniz; siz bilirsiniz.


Hayata İyi Seyirler...

"Aşk ve Gurur" Beni Orta okul ve Üniversite Yıllarıma Götüren Film...

İngilizce Öğretmeniyim ben. Eğitim Fakültesinde iken bol miktarda İngiliz Edebiyatı da gördüm tabi. Orada öğrendim zaten dönem incelemesi nedir; yazarın hayat hikayesi nedir; karakter analizi nedir... Bazı hikayelerin ne kadar saçma olduğuna karar vermeden önce bunların hepsini bilmek gerekir. Diyelim ki hepsini biliyorsun: Hikayenin geçtiği dönemi inceledin. Bunun yazarın hayatına etkilerini de inceledin. Yazarın yarattığı karakterleri de inceledin. Hepsi tamam. Baktın hikaye hala saçma geliyor; işte o zaman gerçekten saçmadır.

Bunları size şunun için anlattım. Daha orta okuldayken -Kütahya Ali Güral Anadolu Lisesi mezunuyum- “Pride and Prejudice” adlı kitabı “reading” dersinde okuduk. O zamanlar bu kitap bana çok saçma gelmişti. Hikayede geçen beş kız kardeşin şirret bir annesi vardı ve kadına dayanamıyordum. Kızların aşk hikayelerine ve sürekli koca peşinde koşmalarına da bir türlü anlam veremiyordum. Ne zaman ki üniversitede Victoria Dönemini çalıştık. İşte o zaman bu kızlarla da anneleriyle de empati kurabildim. Sonra da hikayeyi çok sevdim.

Zira Victoria dönemi İngiltere'sinde kız çocuklarının miras hakkı yoktur. Bir aile ne kadar zengin olursa olsun ya oğluna miras bırakabilir; ya da evli kızına ve damadına. Bu sebeple eğer bir ailenin hiç oğlu yoksa; kızlar bir an önce evlenmek zorundadırlar. Aksi taktirde bir saksı toprak bile miras alamazlar. Ne berbat bir durum değil mi???

Jane Austen de burada tuhaflığı görmüş ve bu duruma kalemiyle savaş açmıştır. Romandan uyarlanmış filmimize bir bakalım efendim...

pride and prejudice ile ilgili görsel sonucuÖZET
2005 yapımı “Aşk ve Gurur” (Pride and Prejudice) adlı film romantik trajikomedi türünde. Hikayeye göre Bennet ailesi beş kız çocuklu orta sınıf bir ailedir. Büyük bir evleri, bir kaç dönüm arazileri ve bir kaç hizmetçileri bile vardır. Ama yine de orta sınıf aile statüsündedirler. Elizabeth Bennet, bu ailenin en büyük kızıdır. Evlenme yaşı gelmiştir ama erkeksi ve sivri dilli kişiliği sebebiyle pek evlenecek gibi gözükmemektedir. Lydia ve Jane ise daha hoş ve dişi tabiatlı olduklarından dolayı evliliğe daha yakın gözükmektedirler. Evin annesi Bayan Bennet, kızlarının geleceğini garanti altına almanın tek yolunun evlilik olduğunu bilmektedir. Bu sebeple kızları süsleyip püsleyip balolara göndermektedir. Bakalım bu balolarda neler olacaktır?

KÜNYE
Filmde pek çok ünlü isim var. Keira Knightling, Jena Melone, Donald Sutherland ve daha pek çok isim. Filmin yönetmeni ise “Anna Karanina” ve “Hannah” gibi pek çok ünlü filmin daha yönetmeni de olan Joe Wright. Beyefendi genellikle aynı oyuncuyla bir kaç kez çalışmayı seviyor.

YORUM
Film çok hoş bir film. Victoria Döneminin “konuyla ilgili kısımları” kısmen verilebilmiş. Kitaptaki kadar olamaz tabi ama yeteri kadarı verilmiş.

Filmdeki karakterlerin hepsi çok güzel işlenmiş.

Ama en güzeli o görgüsüz anne. O kadına bayıldım. Hatta daha filmin başında eşim “Bu filmi izleyelim mi?” diye sorduğunda “Güzel tabi seversin. Tabi evin annesine katlanabilirsen...” demiştim. Eşim de “Niye ki?” diye sordu haliyle. Ben de önce kadını, sonra da kadının niye öyle olduğunu anlatınca durum anlaşıldı.

Filmi izleyin. Zira çok hoş bir romantik dram.Dönem filmi olması sebebiyle de tarihte bir yolculuğa çıkma imkanınız oluyor. Eminim izledikten sonra siz de bana hak vereceksiniz.


Hayata İyi Seyirler...

6 Kasım 2016 Pazar

"Duvak" Müthiş Bir Romantik Dram...

Uzun zaman önce bir film izlemiştim ve filme bayılmıştım. Ama nasıl olduysa size filmden bahsetmeyi unutmuşum. Vakit kaybetmeden anlamaya başlıyorum. 

painted veil ile ilgili görsel sonucuÖZET
2006 yapımı “Painted Veil”(Duvak) adlı film dram türünde bir dönem filmi. Hikayeye göre Kitty aile baskısı altında büyümüş genç bir kızdır. Bu baskıdan bir an önce kurtulmak için aşık olmadığı bir adamla evlenir. Aslında adam zeki ve çalışkan ve nazik bir doktordur. Yalnız biraz sıkıcı biridir ve -bir doktor için- pek de karizmatik sayılmaz. Bu sebeple Kitty evliliğine sadık kalmak için çaba göstermez. Ve kocasını başka bir adamla aldatmaya başlar. Üstelik de adama çılgınca aşık olur. Zeki doktor durumu farkeder ama bunu karısının yüzüne vurmaktansa kendince bir çözüm üretir. Çin'deki kolera salgınında gönüllü olarak çalışacağını bildirir ve karısını da alıp Çin'e taşınmaya karar verir. Peki ya karısı bu işi kabul edecek midir? Aşık bile olmadığı bir kocayla kolera salgınının göbeğine gidecek midir?

KÜNYE
Filmde doktoru Edward Norton oynuyor. Karısı Kitty'yi ise Naomi Watts canlandırıyor.

YORUM
Film çok güzel. Dram sevenler ve dönem filmi sevenler için harika bir film. Biraz yavaş gittiği doğru ama bence olması gerektiği gibi.

Açıkçası filmdeki aşka aşık olmamak mümkün değil. Sevgi, sabır ve azmin insanı nereden nereye götüreceği konusunda çok değerli bir örnek.

Eğer evliliğinizde sorunlar yaşıyorsanız mutlaka izleyin. Belki de çözüm yolundaki ilk adımı atabilmeniz için size güç verir.


Hayata İyi Seyirler...

"Leylekler" Hem de Sinemada İzledim...

Haftasonu hava biraz soğuktu, malumunuz. Kapandık eve öğleye kadar. Baktık daha gün uzun ve çocukları evde oyalamak zor. “Haydi o zaman sinemaya gidelim” dedik. Hemen size bahsedeyim efendim.

storks ile ilgili görsel sonucuÖZET
2016 yapımı “Leylekler” (Storks) adlı film animasyon türünde. Hikayeye göre Leylekler yüzyıllar boyunca bebek getirmişlerdir. Ancak bir gün bir kaza sonucu bebeklerden birinin adresi kaybolur ve bebek elde kalıverir. Öksüz bebek 18 yaşına kadar leylekler tarafından büyütülür. Üstelik bu hiç de kolay olmamıştır. Bu sebeple leylekler artık bebek getirmek yerine kargoculuk işine girmişlerdir. Zira bu iş çok daha kolay ve risksizdir. Leylekler bu kargoculuk işinde oldukça iyidir. Özellikle Leylek Junior en başarılı kargocudur ve çok yakında terfi edecektir. Tek yapması gereken; 18 yaşına gelen özsüz Tulip'e kovulduğunu açıklamak olacaktır. Ancak vicdanının sesine yenilen Junior bunu başaramaz ve hayatının hatasını yapmış olur. Acaba Junior'un patron olma hayalleri suya mı düşmüştür???

KÜNYE
Filmde seslendirme yapanlar genellikle ünlü oyuncular tabi. Ama bahsetmeye gerek yok.

YORUM
Film bize hoşça vakit geçirtti. Ama öyle akılda kalıcı ya da bambaşka bir dünyanın kapılarını açan bir film değil. Sıradan bir animasyon işte. İzleyin, izletin. Ama çocuğunuza bebekdünyaya getirmeyle ilgili gerçekleri açıklamayı unutmayın.

Hayata İyi Seyirler...


P.S. Filmdeki kurt sürüsü şahane. Bana kalırsa kurt sürüsünün ayrıca filmi yapılmalı. :)))

"Hesaplaşma" Bir Suç ve Gizem Filmi...

Ne kadar yakışıklı olursan ol; şansın yaver gitmedi mi olmuyor. Bu şanssız aktörlerden biri Josh Duhamel. Adam bir sürü filmde başrol oynadı ama yine de ismini ezberden söyleyebilen yok. Neyse bir gün gelecek; O'nun da yıldızı parlayacak inşallah.

Beyefendinin son filmine bir bakalım bakalım...

misconduct ile ilgili görsel sonucuÖZET
2016 yapımı “Hesaplaşma” (Misconduct) adlı film, gizem ve suç filmi. Hikayeye göre Ben, genç ve hırslı bir avukattır. Yükselişi istikrarlı olarak devam etmektedir. Ancak bu ona yetmemektedir. Onun istediği ani ve keskin bir yükseliştir. Bu yüzden epeydir arayış içindedir. Bir gün beklediği fırsat ayağına gelir. Eski kız arkadaşı Ben'i facebook'tan ekler ve sıcak mesajlar gönderir. Ben, evli olmasına rağmen görüşmeyi kabul eder. Ben ve eski manita aniden yakınlaşıverirler. Tabi birazcık. Eski manita Ben'e çalıştığı ilaç firmasıyla ilgili bir kaç yasadışı sırrı falan paylaşır. Alkolün de etkisiyle yakınlaşmanın boyutu biraz daha artar. Neyse ki Ben, kendine hakim olmayı başarır ve bir hataya düşmeden evine döner. Ertesi gün öyle bir haber duyar ki şok şok şok... Ziraz eski manita evinde ölü bulunmuştur. Ve cinayetin zanlısı bir anda Ben oluverir...

KÜNYE
Filmde Ben'i Josh Duhamel oynuyor. Al Pacino, Alice Eve, Anthony Hopkins, Julia Stiles gibi ünlü oyuncular da beyefendiye eşlik ediyorlar.

YORUM
Film, sonuna kadar gizemini koruyan bir film. Ancak sonu biraz hayal kırıklığına uğratıyor. Ters köşe yapalım derken Çakma Agatha Christe hikayelerine döndürmüşler.

Yine de izlenir mi? İzlenir. En azından sonuna kadar keyif verir.


Hayata İyi Seyirler... 

"Gözde Çift" Uçuk Bir Romantik Komedi...

Romantik ya da komik olmayan bir romantik komedi izledim geçenlerde. Size filmden bahsedeyim.

ÖZET
america's sweethearts ile ilgili görsel sonucu2001 yapımı “America's Sweethearts” (Gözde Çift) adlı film işte öyle bir film. Hikayeye göre Gwen ve Eddie hem karı koca hem de iki ünlü başrol oyuncusudur. İkisinin oynadığı tüm filmler, hatta en gerzek olanları bile, hasılat rekorları kırmaktadır. Üstelik bu ikilinin evliliği de örnek evliliktir. Gwen ve Eddie yine bir çekerler. Ancak filmin galasına kısa bir süre kala Gwen başka bir adamla yaşamaya başlayınca muhteşem ikili bir anda gözden düşer. Filmin yapımcısı filmin gişe yapmayacağını anlayınca derhal harekete geçer ve tecrübeli bir reklamcıyla anlaşır. Şu durumda işi kurtarabilecek tek kişiler reklamcı Lee ve Gwen'in kız kardeşi Kathleen'dir.

KÜNYE
Filmde muhteşem çifti Catherine Zeta-Jones ve John Cusack oynuyorlar. Yan rollerde ise Bill Crystal ve Julia Roberts görülüyüyor. Bill Crystall aynı zamanda filmin senarist kadrosunda da yer alıyor.

america's sweethearts ile ilgili görsel sonucuYORUM
Film gerçekten hiç komik değil. Üstelik kız kardeşin hikayesi için dramatik bile denilebilir. John Cusack'ı rolünün içinde göremedim.

Julia Roberts'ın gülmediği -ya da az güldüğü- filmlerde filmin reytinglerinin düşük olduğunu da hesaba katarsak filmden bir puan daha kırabiliriz.

Filmin sürpriz sonu da aşırı sürprizliydi. Biraz fazla gereksizdi.

Kısacası ben filmi beğenmedim. Yine de izlemek isterseniz, siz bilirsiniz.


Hayata İyi Seyirler...

"Efsane" Bir Tom Hardy, İki Karakter...

Her zaman söylüyorum. Bir oyuncu için aynı filmde iki ayrı karakteri canlandırması kadar heyecan verici bir film yoktur herhalde. Böyle bir şans herkese nasip olmaz. Tom Hardy bu filmdeki rolleriyle şanslı oyuncular arasında. İzleyelim efendim...

a legend tom hardy ile ilgili görsel sonucuÖZET
2015 yapımı “A Legend” (Efsane) adlı film suç filmi türünde. Olay 1960'ta Londra'da geçmektedir. Hikayeye göre Ronald ve Reginald kardeşler ikiz kardeşlerdir. Her ikisi de yeraltı dünyasının en korkulan iki mafya babası olma yolunda ilerlemektedirler. İşlettikleri gece kulübünü paravan olarak kullanıp arka tarafta para pul tahsilatı yapmaktadırlar. Ronald acımasız ama aklı başında bir adamdır. Reginald ise delinin tekidir. Ronald bir sebeple polise yakalanıp hapse düşünce işler Reginald'a kalır. Ronald bir kaç yıl sonra hapisten çıkar. Ancak onu çok kötü sürprizler beklemektedir. Çünkü o hapisteyken kafadan çatlak Reginal gece kulübünü de işleri de mahvetmiştir. Yeraltı dünyasında işleri düzeltmek ise hiç kolay olmayacaktır.

ronald reginald kray ile ilgili görsel sonucu
Gerçek Ron ve Reggie Kardeşler
KÜNYE
Filmde her iki rolü de Tom Hardy oynuyor. Gerisi teferruat.

YORUM
Filmde Tom Hardy'nin oyunculuğu gayet güzel. Dönem filmi olması sebebiyle ilgi de çekiyor.

Film ağır giden bir suç mafya filmi. Baba filmi gibi yani. Eğer o türden filmleri seviyorsanız; bunu da seversiniz.

Hayata İyi Seyirler...


P.S. Bu filmde de işlendiği üzere mafya babalarının dışarıda şahin, evde güvercin olmaları gerçek mi değil mi; onu da hep merak etmişimdir. Varsa bilen, Allah rızası için söylesin :)))

24 Ekim 2016 Pazartesi

"Barfi" Bollywood Severlere...

Film portalında öne çıkanlar kategorisine yeni bir film düşmüş: Barfi. Bir de güzel reklamı yapılmış. İMDB'nin Top 250 listesinde diye. Küçük bir araştırma sonucu filmin “3 Idiots”a benzediğini gördüm ve hemen izlemeye koyuldum. Size filmden bahsedeyim.

barfi ile ilgili görsel sonucuÖzet
2012 yapımı Barfi trajikomedi türünde bir Bollywood filmi. Hikayeye göre Barfi doğuştan sağır dilsiz genç bir adamdır. Ama bu durumu onu yavaşlatmamış; bilakis neşesi ve pozitifliği sayesinde şehirdeki herkesin sevgilisi olmuştur. Bir gün Barfi her zamanki gibi şehrin sokaklarında haylazlık yaparken tesadüfen bir kız görür ve ona aşık olur. Ancak o cici kız zaten nişanlıdır ve düğüne de üç ay kalmıştır. Bu bile Barfi'yi yavaşlatmaya yetmez. Barfi öyle veya böyle kızın gönlüne girmeye kararlıdır.

Künye
Filmdeki hiç kimseyi tanımıyorum. Zaten Bollywood filmi.

Yorum
“3 Idiot”a benzetilen filmi maalesef ki beğenemedim.

144 dakika değil 100 dakika olsaydı belki beğenebilirdim. Çok fazla boş sahne vardı. Muhtemelen dokunsal kimlikteki Hint halkını etkilemek için; yani hisleri derinlemesine verebilmek için; uzuuuuuuun uzun sahneler çekmişler. Ama beni baydı tabi.

Oyunculuklar gayet güzeldi. Özellikle Barfi'yi oynayan adamı tebrik ediyorum.

Kendini reddeden kıza bile dostça yaklaşma fikrini yaymak için güzel bir film.

Ama izlemenizi tavsiye etmiyorum. Yine de siz bilirsiniz.


Hayata İyi Seyirler...

"Gece Bitmeden" Romantik Bir Film...

Duydunuz mu? Bizim Kaptan Amerika Chris Evans bir film yönetmiş. Üstelik aynı filmde baş rolü de oynuyor. Hadi size filmden bahsedeyim.

before we go imdb ile ilgili görsel sonucuÖzet
2014 yapımı “Gece Bitmeden” (Before We Go) adlı film türsüz bir film. Hikayeye göre Brooke adlı genç kadın Manhattan'daki meselesini halleder ve eve gitmek üzere yola çıkar. Ancak Gece 1.30 trenini kaçırınca işler sarpa sarar. Çünkü kocası da evde değildir ve kocasının Brooke'un Manhattan'da olduğundan haberi yoktur. Gecenin bir vakti Manhattan'da kalakalan genç kadını o halde gören sokak sanatçısı Nick ona laf atar. Kadıncağız çaresizce meseleyi Nick'e anlatır. Nick o gece o kadını evine gönderebilmek için her şeyi yapacaktır.

Künye
Filmde Nick'i Chris Evans ve Brooke'u da Alice Eve canlandırıyorlar. Yönetmenin Chris Evans olduğunu da baştan belirtmiştim.

Yorum
Film çok durağan bir film. Kadının o telaşını görüp de sakin kalmak elde değil. Ama kaldılar işte. Bütün bir film boyunca sakiiiiiin sakiiiiiin kadını eve göndermeye çalıştılar.

Filmden çıkarılabilecek tek ders sakinlik üzerineydi. Sonuç ne olursa olsun; sakinliği bozmaya gerek yok. Her şey olacağına varır gibi bir şey oldu.

Diğer taraftan ben artık Chris Evans'ı Kaptan Amerika'dan başka yere koyamıyorum. İstediği kadar yazsın, yönetsin. Ama başka rolde oynamasın.


Hayata İyi Seyirler...

"Zor Saatler" Fırtınada Denize Açılmak...

Ben artık bu imdb'ye güvenemiyorum. 6.8 reytingli bir film izledim ama bana kalırsa 7.5'i hak ediyordu. Anlatayım efendim.

ÖZET
the finest hours ile ilgili görsel sonucu
Bernie
2016 yapımı “Zor Saatler” (The Finest Hours) adlı film dram türünde. Olay Amerika'nın kuzey doğu eyaletlerinden Massachusetts'te geçmektedir. Hikayeye göre Bernie sahil güvenlikte çalışan bir kaptandır. Ama ezik herifin tekidir. Bir gün, soğuk bir şubat günü sahil güvenliğe bir yardım çağrısı gelir. Çağrı, kıyının açıklarındaki bir petrol tankerinden gelmektedir. Zira tanker fırtınada ikiye bölünmüştür ve bir yarısı anında batmıştır. Diğer yanı ise bir kaç saat içinde batacaktır. Geminin akıllı ama sevimsiz teknisyeni Ray gemiyi biraz daha su üstünde tutabilmek için bir plan yapar ve tayfayı da işe koşar . Bu sırada bizim ezik kaptan Bernie de kurtarma botuna binip fırtınanın gözüne doğru yola çıkar. İşte bundan sonrasına bakalım. Kim öleeee, kim kala...

Künye
Filmde Kaptan Bernie'yi Chris Pine oynuyor. Teknisyen Ray'i ise Casey Affleck canlandırıyor.

Yorum
Bence film defalarca izlenesi bir film. Filmin görüntü yönetmenini tebrik ediyorum. Gerçekten o şeylerin hepsini iliklerime kadar hissettim. Sanki o buz gibi okyanusta ben de battım, çıktım, üşüdüm, düştüm, kafamı çarptım, boğuldum, nefessiz kaldım...
the finest hours ile ilgili görsel sonucu 
Chris Pine'ın mimiklere izin vermeyen bir kaş göz yapısı var. Çok keskin hatlı olması sebebiyle olabilir. Ancak beyefendi bu filmde daha ziyade jestleriyle götürmüş.

Filmin müzikleri bir harika. Özellikle final müziği “Haul Away Joe” ya bayıldım. Meşhur bir denizci şarkısı olan Haul Away Joe şarkısı, Kadoline adlı grup tarafından coverlanmış ve muhteşem olmuş. Bayıldım bayıldım.

Filmin sonunda Haul Away Joe şarkısı eşliğinde olayın gerçek görüntüleri veriliyor. Gerçek adamlar ve gerçek resimler. İşte o zaman olayın vehameti daha iyi anlaşılıyor. İşte şarkının linki...
https://www.youtube.com/watch?v=p26urHC08Gk

Kısacası filmi yürekten tavsiye ediyorum. İzleyin, ağlayın ama umudu elden bırakmayın.


Hayata İyi Seyirler...

P.S. Bence filmin yıldızı chris pine değil, Casey Afflack...

"Kartal Göz" Yapay Zeka Bilinç Kazanıyor...

Çalıştığım okulun genç öğretmenlerindenim. Biraz orta yaş ve üzeri öğretmen arkadaşlarımın çoğu bilgisayarda çok az şey yapabiliyor. Hele bayanlar! Of of of! Evlere şenlik. Düşünün: Öğretmen tayfa bile böyleyse vatandaşın bilgisayar korkusunu siz düşünün! Hoş eline akıllı telefon alan herkes kendini software hakimi sanıyor ya; o da ayrı mesele :))) Komik durumdayız vesselam...

Yapay zekanın bilinç kazanması konulu piyasada pek çok film var. İşte onlardan biri daha.

eagle eye the movie ile ilgili görsel sonucuÖZET
2008 yapımı “Kartal Göz” (Eagle Eye) adlı film bilim kurgu türünde bir aksiyon filmi. Hikayeye göre Rachel, bir çocuk annesi bekar bir kadındır. Bir gün Rachel okul korosunda keman çalan oğlunu bir konser için turneye yollar. Aynı günlerde Jerry Shaw adlı genç adamın ikiz kardeşi Amerikan ordusunda görevi başında iken hayatını kaybetmiştir. Jerry büyük bir üzüntüye düşmüştür. Ancak cenazeden hemen bir gün sonra -tam da Rachel'in oğlunu uğurladığı gün- telefonuna çok ilginç mesajlar ve çağrılar gelmeye başlar. Telefonun ucundaki meçhul kadın sürekli olarak Jerry'ye talimatlar vermektedir. Aynı meçhul kadın Rachel'a da talimatlar yağdırmaya başlar. Ve onları kartal gözü gibi izler. Daha da kötüsü Jerry'nin ve Rachel'ın emirlere karşı geldiği her an birileri hayatını kabetmektedir. Bu da yetmiyormuş gibi telefondaki ses, Rachel'ı ve Jerry'yi iş ortağı yapar. Birbirini hiç tanımayan Jerry ve Rachel çaresiz meçhul kadının her talimatına uymak zorunda kalacaklardır.. 

KÜNYE
Filmde Jerry'yi Shia LaBeouf oynuyor. Rachel'ı ise Michelle Monaghan canlandırıyor.

YORUM
Eminim bazı insanların yapay zeka korkusuna çok iyi tercüman olacak bir film. Aksiyon düzeyi yüksek. Filmin son ortası çok saçma ama nihayeti güzel. Gerçi bilinç kazanmış yapay zeka filmlerinin babası sayılabilecek Terminatör serisiyle büyümüş biri için zayıf bir film ama film işte.

Eğer Zor Ölüm 4.0 gibi ya da Echalon gibi filmleri de beğendiyseniz; bunu da beğenirsiniz.

Hayata İyi Seyirler...

P.S. Bir gün belki olacak. Yapay zeka biliş ve irade kazanacak. Ama bugün o gün değil.


"Mechanic: Ressurrection" Mutlaka İzleyin...

Güncel bir filmden bahsedeyim size. Daha birkaç hafta önce gösterime girdi. Türk erkeğinin delikanlı yapısına uygun bir film olmasına rağmen gişede başarılı olamadı. Ne hikmettir ki dünya listelerinde de fazla yüksek reytinglere ulaşamadı. Size filmden bahsedeyim.

mechanic resurrection ile ilgili görsel sonucuÖzet
2016 yapımı “Mechanic: Resurrection” adlı devam filmi yine suç ve aksiyon türünde. Hikayeye göre Bishop, ilk filmdeki temizlik (suikast, cinayet ve bilumum suçlar) işlerini bitirdikten sonra izini kaybettirir. Beş ay boyunca Brezilya'da bir teknede sakin sakin hayatını sürdürürken mafya yine Bishop'ın izini bulur ve üç suikast siparişi daha verilir. Ancak Bishop siparişleri kabul etmez ve adamları atlatır. Tabi kötü adamların Bishop'ın peşini bırakmaya niyetleri yoktur. Bishop'ı bu işe çekmek için dünya güzeli bir kızı yem olarak kullanmak hiç fena olmayacaktır.

Künye
Filmde Bishop'ı yine Jason Statham oynuyor. Beyefendi 15 sene ilk çıktığında da keldi. Yine kel. O yüzden yaşlandığı hiç belli olmuyor. İmaj çalışması için kendisini tebrik ediyorum. Kendisine güzel oyuncu Jessica Alba eşlik ediyor. Hanımefendiyi ilk defa aşık gördüm. Çifti birbirine hiç yakıştıramasam da...

Yorum
Film suç ve aksiyon severler için bulunmaz nimet. Kafayı yoracak hiç bir şey yok. Basit, anlaşılır ve hızlı akan bir film. Üstelik sadece 100 dakika.

Lafı dolandırmaya gerek yok. Eğer Transporter serisini beğendiyseniz, bunu da beğenirsiniz.


Hayata İyi Seyirler...

P.S. Tommy Lee Jones'un oynadığı karakter çok şeker olmuş...

"İyi Adamlar" Kötü Aksiyonlar...

Bir film ismi söylediler aman Allah'ım. Yok şöyle güzel yok böyle güzel. Aman da aman şahane. Bir izledik ki sonunu getiremedik. Beş dakika beş dakika ileri aldık. Sonra da 10 dakika 10 dakika. O kadar kötüydü. Size filmden bahsedeyim.

nice guys ile ilgili görsel sonucuÖzet
2016 yapımı "İyi Adamlar"(“The Nice Guys - bazı aksanlarda nayz gayz diye telaffuz edilir) suç ağırlıklı aksiyon filmi. Hikayeye göre Jackson (Russell Crowe) bir özel dedektiftir. Ama öyle sadece bir şeyleri araştırıp bulan değil; aynı zamanda koruma da sağlayan türden. Diğer taraftan Holland da bir özel dedektiftir ama sıradan biridir. Hatta Jackson'ın tanıdığı kadarıyla biraz kazmadır. Bu ikilinin yolları Misty Mountains denen bir porno yıldızının intiharı sebebiyle birleşmek zorunda kalacaktır. Zira ölümle ilgili olarak suçlanan Jackson, yanına Holand salağını da alıp işi çözmek zorunda kalacaktır.

Künye
Filmde Jackson'ı Russell Crowe oynuyor. Holand'ı ise Ryan Gosling canlandırıyor.

Yorum
Film çok anlamsız bir film. Sadece bir sahnesi komik olan komedi filmi mi olur? Hele küçücük çocukları “porno yıldızı cinayeti” filminde oynatmak çok yanlış. Filmin hiç bir tutar tarafı yok. Kesinlikle önermiyorum.

Hayata İyi Seyirler...


P.S. Russell Crowe kilo versin...

"North Country" de Tek Başına...

Ben bir kadınım. Kadın bir çalışan olarak hep saygı gördüm. Öğrencilerim, öğretmen arkadaşlarım, idareci arkadaşlarım, velilerim, kısacası herkes tarafından saygı gördüm. Ama kadın çalışanların taciz edilmesine ya da saygısızlık görmesine dayanamıyorum. Özellikle bu filmde anlatıldığı türden olunca sinirden elim ayağım titriyor. Size filmden bahsedeyim.

north country ile ilgili görsel sonucuÖZET
2005 yapımı “North Country” (Tek Başına) adlı film dram türünde. Hikayeye göre Josey, iki çocuk annesi genç bir kadındır. Ama evliliğinde mutlu değildir. Eşinden gördüğü şiddete daha fazla dayanamayıp çocuklarıyla birlikte Minnesota'daki baba ocağına geri döner. Ancak Josey ve çocukları ne yazık ki baba evinde hoş karşılanmaz. Josey bir süre sağda solda üç kuruş paraya çalışır. Para pul yetmeyince daha iyi kazanabileceği bir işe girer: Maden ocağına. Esasen maden ocağındaki ağır çalışma şartları Josey'e zor gelmez. Ona asıl zor gelen pis terbiyesiz ahlaksız mikrop madencilerin cinsel tacizleridir. Josey uğradığı tacizlere dayanamayıp hak aramaya başlar. Maden şirketine dava açan Josey için geçmiş, gelecek ve bugüne dair korkunç yüzleşme süreci başlar.

KÜNYE
Filmde Josey'i Charlize Theron oynuyor. Kadının fena halde hayranıyım. Josey'in avukatı rolünde Woody Harrelson görülüyor. Josey'in en büyük tacizcisi rolünü ise Jeremy Renner canlandırıyor. Bu filmde iğrenç bir herif. Film aynı zamanda iki ayrı Oscar'a aday olmuş gerçek bir olaydan uyarlama bir film.

YORUM
Film içimi acıttı. Filmin pek çok yerinde taciz sahneleri var. Fakat eminim o madenlerde bundan çok daha fazlası yaşanmıştır.

Ben filmi yürekten tavsiye ediyorum. Özellikle kadınların kız babalarının yürek sızısızla izleyecekleri bir film. İzleyin, yüreğiniz kabarsın.


Hayata İyi Seyirler... 

"Seni Uzaktan Sevmek" Romantik Komedi...

Yorgunsam sadece iki tür film izleyebiliyorum. Ya komedi, ya da önceden izlediğim bi şii. İki gün önce yorucu bir günün akşamında kendimi televizyonun önüne zor attım.

Burada bir parantez açayım. Bir öğretmen ve bir anne ve bir eş olarak bu kadar çok yorulmamın gerçekten geçerli sebepleri var. 1) Tayinim çıktı, yeni okuluma alışmaya çalışıyorum. 2) Tayinim çıkınca küçük oğlumun okulunu değiştirmek zorunda kaldım. 3) Eşim yıllık izne ayrıldı ve gece gündüz yemek yapmam gerekti. 4) Yardımcı teyzemiz hastalandığı için gece gündüz temizlik ve ütü yapmam gerekti. Anlayın halimi :)))

Şu durumda kafam bir aksiyon vb. götüremeyeceği için bir romantik komedi açtım. Size filmden bahsedeyim.

going the distance ile ilgili görsel sonucuÖzet
2010 yapımı “Seni Uzaktan Sevmek” romantik komedi türünde. Hikayeye göre Garrett New York'ta bir plak şirketinde çalışmaktadır. Sakin tabiatlı ve sevimli bir adamdır. Ama bir ilişkiden yeni çıkmıştır. Kafayı dağıtmk için arkadaşlarıla bara gider ve atarinin başında hoş bir kızla tanışır. Erin da aslen Boston'da (yani New York'tan binlerce km uzakta) yaşamaktadır. Sadece bir kaç haftalığına New York'ta bulunacaktır. Bu ikili bir kaç haftalığına da olsa çıkmaya karar verirler. Ancak beklenmedik bir şey olur ve sevimli ikili bir elmanın iki yarısı olduklarını fark ederler. Ayrılık vakti gelmiştir. Peki ya şimdi ne olacaktır? Bu ilişki nasıl sürecektir?

Künye
Filmde Erin'ı Drew Barrymore oynuyor. Garrett'ı ise Justin Long canlandırıyor.

Yorum
Film çok şeker. Gerçi Amerikalıların şu cinsel içerikli espri anlayışı hiç komik değil ama uzak aşıklara ümit vermesi açısından hoş bir film.

Her romantik komedide olduğu gibi tabi ki sonucu belli. Ama film mi film işte.

Eğer romantik komedilerden hoşlanıyorsanız, o zaman izleyin derim.

Hayata İyi Seyirler...


P.S. Her iki oyuncu da bir türlü şeytanın bacağını kıramadılar. Allah kolaylık versin...

"Star Trek: Beyond" Sevenleri Anladı Bile...

Star Trek serisinin son halkası bir kaç ay önce eklendi. Hadi bakalım...

ÖZET
star trek beyond ile ilgili görsel sonucu2016 yapımı “Star Trek: Beyond” adlı film her zamanki gibi bilim kurgu ve macera türünde. Macera geçen filmde kaldığı yerden devam ediyor. Hikayeye göre keşif gemisi Atılgan ve mürettebatı 3 yıldır uzayda keşifler yapmaya devam etmektedir. Ancak görev süresinin bitmesine daha iki yıl vardır ve herkes patlamak üzeredir. En başta da Atılgan'ın çılgın kaptanı James Kirk. Kaptan Kirk keşif derken macera anladığı için uzayda boş boş dolaşmak Kirk'ü bunalıma sürüklemiştir. Derken Atılgan, farklı bir ırktan bir yardım çağrısı alır ve Kaptan Kirk federasyonun da izniyle resmen kurtarma görevinin üstüne atlar. İşte bu görev Atılgan için sonun başlangıcı olacaktır.

KÜNYE
Filmdeki tüm isimler geçen filmle aynı.

YORUM
Film bu sefer tam olmamış. Geçen filmdeki “My name is Khan” etkisi bu filmde yok. Hatta bu film geçen filme bakıldığında epeyce zayıf. Sanki TV series şeklindeki bir dizinin sıradan bir sayısı gibi. Tabi bu yönetmenden değil senaryodan kaynaklanıyor.

Ama yönetmeni tebrik etmek lazım. 10 dakika kadar süren tuzak sahnesi gerçekten çok çok iyiydi. 

İzlenir mi? İzlenir. Ama beklentilerinizi düşük tutun. Sonra hayal kırıklığına uğramayın.

Hayata İyi Seyirler...


P.S. Bana kalırsa filmin yıldızı hala “Işınla bizi Scotty” ve “Çok gıcıksın Spike”... 

"Stajyer" İzlenesi Bir Film...

Komedi filmi olup da 10 üzerinden 7 puan alanı zor bulunuyor. Komedi filmleri genellikle 6 civarı alırlar ve koca film boyunca sadece bir iki sahnede güldürmeyi başarır.

Ama geçenlerde bir film izledim ve bence 7'yi değil; 8'i bile hak eden bir filmdi. Hemen anlatayım.

the intern ile ilgili görsel sonucuÖzet
2015 yapımı “The Intern” (Stajyer) adlı film komedi türünde. Hikayeye göre Bay Whittaker, 70 yaşında emekli bir adamdır. Karısı çoktan ölmüştür. Ama Bay Whittaker düzenli bir hayat yaşamaya devam etmiştir. Torunuyla vakit geçirmek, yogaya gitmek, çeşitli kurslara ve seminerlere katılmak suretiyle yaşamını renklendirmeye devam eder. Ancak Bay Whittaker hala daha verimli olacağı uğraşlar aramaktır. Tam bu sırada hepsiburada.com gibi bir internet firmasının “tecrübeli stajyer aranıyor” ilanını görünce hemen başvurur. Mülakatta herkesin sevgilisi olmayı kolaylıkla başaran Bay Whittaker şirketin kurucusunun stajyeri olarak göre başlar. Şirketin kurucusu bu genç ve titiz ve yorgunluktan yıkılmak üzere olan bayan Jules için bu tecrübeli stajyer ilaç gibi gelecektir.

Künye
Filmde Bay Whittaker'ı Robert De Niro oynuyor. Bence beyefendinin “Anlat Bakalım”dan beri en iyi performansıydı. Şirketin kurucusu genç bayan Jules'u ise Anna Hathaway canlandırıyor. O da zaten kendini defalarca kanıtlamış bir oyuncu.

Yorum
Film çok keyifli. İş hayatına dair her şeyi ama her şeyi çok güzel anlatmışlar. Öğrenilecek çok şey var. Mesela profesyonellik nerede başlayıp nerede biter? Mesela ilk iş görüşmesi için tüyolar nelerdir? Mesela iş hayatının aile hayatını mahvetmesi durumunda neler yapılabilir? Centilmen bir adam nasıl olunur? Çalışkan olmak ve üretken olmak aynı şey midir? Takdir etmek ve edilmek ne kadar önemlidir? Ve daha bir sürü sorular...

Sanırım filmi bir daha izleyeceğim. Evet evet. Bir kez daha izleyeceğim. Hadi görüşürüz.


Hayata İyi Seyirler...

"Unbroken" Gerçek Bir Esaret Hikayesi...

Biz asker bir milletiz. Şehit düşmek, şehit vermek, gazi olmak, esir düşmek, esir almak, düşman öldürmek, vb. Bizde vaka-ı ardiyeden sayılır. O yüzden en dramatik asker hikayesini bile dinlesek trajikomik gelir bize. Askerlik anısı der geçeriz :))) Ama birileri çekmiş bir film. Hadi izleyelim.

unbroken ile ilgili görsel sonucuÖZET
2014 yapımı “Unbroken” (Bükülmez) adlı film dram türünde bir tarih ve savaş filmi. Gerkçek bir yaşam öyküsü. Hikaye Olimpiyat koşucusu Louis Zamperini'nin gerçek yaşam öyküsünden alınmıştır. Yeteneklerini lise yıllarında keşfeden Zamperini, Japonya'da düzenlenecek olan olimpiyatlara hazırlanırken birden 2. Dünya Savaşı patlak verir ve Zamperini cepheye alınır. Bir vatansever olarak ülkesi için savaşmak O'nun için bir onurdur. Hava kuvvetlerinde pilot yardımcılığı yapmak ise O'nu ayrıca gururlandırmıştır. Ancak bir gün Zamperini ve arkadaşlarının uçağı denize çakılır. Zamperini iki arkadaşıyla birlikte kazadan sağ çıkmayı başarır. İşte bu, zor günlerin başladığının habercisidir. Zira Zamperini çakıldıkları yerde Japonlara esir düşmekten kurtulamamıştır.

KÜNYE
Filmde tanıdık bir kaç isim var ama pek mühim değil. Biz filme bakalım :)))

YORUM
Zamperini'nin hikayesi gerçekten taktire şayan bir hikaye. Gençliğinde serserinin teki olan birinin nasıl örnek insana dönüştüğünü ve bunun için ne kadar ter döktüğünü görmek çok dramatik.

Film eminim vatansever Amerikalıları fena halde gaza getirecek bir filmdir. Ama bizim gibi bir ülke için sıradan bir hikaye.

Üstelik -filmde değil de- gerçek hikayede eleştirilecek pek çok şey var. Farz-ı misal Zamperini bir Japon subayı tarafından ölümüne işkence görüyor ve bu sırada diğer Amerikalı esirlerin hepsi mal mal bakıyor. Bizim millet bu filmi gülerek izler :)))

Ama film güzel. Kadınların değil ama erkeklerin saya söve izleyecekleri dramatik bir başarı öyküsü. İzlenir mi? Bence izlenir.


Hayata İyi Seyirler...

"Warcraft" Gamerlara Gelsin...

Strateji oyunlarına aşinayımdır -bayan olmama rağmen. Yıllarca FRP oynadım ve ekibin 23. seviyeden üyesiydim. Askuta adlı hırsız hobbiti ve İlmara adlı büyücüyü yıllarca yaşattım. Grubun gıcık DM'ine rağmen. Oyunun kurucusu gıcık DM sürekli bize ölümcül tuzaklar kurardı. Çoğu zaman senaryo baştan belliydi. Sonunda hepimiz ölüydük. Ama yine de zevkle oynardık. Çok güzel yıllardı o yıllar. Hey gidi hey...

Aynı yıllar Diablo, Starcraft, Warcraft derken bir sürü oyun türedi. Hepsi birbirinden güzel bir sürü strateji oyunu. Bir kısmına film de çekildi. Ama hepsi birbirinden berbattı.

Ama bir tanesi var ki daha bir kaç önce gösterime girdi ve gaet güzeldi. Hadi şu filme bir bakalım.

warcraft the beginning ile ilgili görsel sonucu
Azeroth
ÖZET
2016 yapımı “Warcraft: The Beginning” adlı film fantastik türde. Hikayeye göre Azeroth adlı Orc kralı zalim kralın tekidir. Her şeye kadir olmak arzusuyla hem halkını hem de insan ırkını ezip geçmektedir. Azeroth, kullandığı Gul'Dan büyüsü sayesinde hem güce hem de hem de uzun bir ömre hükmetmektedir. Ancak bu büyü doğayı da öldürmektedir; diğer halkları da. Hiç kimse onun gücüne ve kullandığı büyüye karşı çıkabilecek cesarete sahip de değildir. Şu durumda yapılacak bir tek şey vardır. Orc'ların ve insan ırkının gizli ittifakı...

Künye
Filmde pek çok tanıdık isim var hiç biri tanıdık gibi görünmüyor :)))

Yorum
Genellikle oyunların filmleri beğenilmez. Ama bu, çok güzel. Üstelik 3D izlendiğinde bir harika.

Öğrendiğim kadarıyla oyunu bilenler filmi zevkle izlemişler. Ancak senaryodaki ters köşe durumundan bazıları rahatsız olmuş.

Oyunu hiç bilmeyen biri olduğum halde ben de kolaylıkla izledim ve çok beğendim. Eğer fantastik seviyorsanız; mutlaka izleyin derim.


Hayata İyi Seyirler...

3 Eylül 2016 Cumartesi

"Herkesin Keyfi Yerinde" Yalnız Dedeler İçin...

Kabul edelim Robert De Niro artık yaşlandı. Düne kadar kendisi de bunu fark etmiyordu. Dede  ya da baba rolü oynasa bile hep komediye denk getiriyordu. Beyefendi nihayet yaşına uygun bir rolde oynayabildi.

Okuyalım efendim...

everybody's fine ile ilgili görsel sonucuÖZET
2009 yapımı "Herkesin Keyfi Yerinde" (Everybody's Fine) adlı film dram türünde. Hikayeye göre Frank karısını kaybetmiş yaşlı bir adamdır. İşin tuhafı karısını kaybedince dünyadaki her şeyini kaybetmiş gibi hissetmektedir. Yaşama sevinci ve üç çocuğuyla olan ilişkisi sanki bir anda yok olmuştur. Neyse ki Noel yaklaşmaktadır ve bütün çocukları onu ziyarete gelecektir diye umut eder ihtiyar Frank. Ama o iş öyle olmaz. Herkesin bir işi çıkar. İhtiyar kurt bir anda ailesini bu dünya telaşından çekip çıkarmak için kolları sıvar. Valizini toplar ve çocuklarını tek tek ziyaret etmek için yola koyulur.

everybody's fine ile ilgili görsel sonucuKÜNYE
Filmde Frank'i tabi ki De Niro oynuyor. Frank'in çocuklarını ise yarı ünlü Hollywood yıldızları canlandırıyor.

YORUM
Film epeyce yavaş bir film. Dram türünde de olduğu için içinizi bayabilir de.

Ancak o yaş grubu için epeyce umut vaat eden bir film. Tabi oturduğu yerden "Benim çocuklar hayırsız çıktı" demek için bahaneler arıyorsanız; bahane çok. 

İzleyin; umutlanın derim.

"Istakoz" Marjinal Bir Dünyanın Kapıları Aralanıyor...

Komedi türünde bir film izleyeyim dedim. Fantastik bilim kurgu komedi karışımı bir şey çıktı. Derhal size de bahsetmek istiyorum.

the lobster ile ilgili görsel sonucuÖZET
2015 yapımı "The Lobster" (Istakoz) adlı film karma türde. Olaylar alternatif bir dünyada geçiyor. Hikayeye göre yalnızlık, suçtur. Yalnız -yani partnersiz ya da evli olmayan- insanlar da en büyük suçlulardır. Bu sebeple devlet yalnızları avlayıp otel hapishanelere doldurur. Ya da yalnızlar paşa paşa teslim olurlar. Yalnızlara otelde 45 gün süre verilir. Bu süre içinde kendilerine bir partner bulamazlarsa cezası ağırdır. Peki ceza ne midir? Hayvana dönüştürülmek. Kahramanımız David otele gider ve teslim olur. Verilen sürede ya partner bulacaktır; ya da ıstakoza dönüşecektir. 

KÜNYE
Filmde David'i Colin Farrell oynuyor. 

YORUM
Film çok güzel. Marjinal bir dünyanın kapılarını aralıyor. Ancak senaryoda bazı boşluklar var. Bazı soruların cevapları yok. Üstelik senaryonun parçası zannettiğiniz bazı sorular soruluyor ama cevapları yok. Ne gibi derseniz? Mesela bu sistemi yok etmeye çalışan bir örgüt var ama sonra o örgütün bahsi bile geçmiyor. Madem öyle; niye bahsettiniz?

Filmde çok miktarda sembol var. Sembolleri takip edebilirseniz daha çok zevk alabilirsiniz. Özellikle filmin son sahnesindeki sembolleri yakalamaya dikkat edin yoksa film ortada bitmiş gibi oluyor. 

Filmdeki oyunculuklar çok tuhaf. Ancak alternatif dünyada geçen alternatif oyunculuk gözüyle bakarsanız rahatsız etmiyor.

Sonlara doğru biraz bayık ve uçuk olsa da ben tavsiye ediyorum. Umarım beğenirsiniz.

Hayata İyi Seyirler...

1 Eylül 2016 Perşembe

"Zero Dark Thirty" Bin Laden'in Yakalanış Öyküsü...

zero dark thirty ile ilgili görsel sonucuBazen birileri, canları yandığı zaman bir celallenirler; bir mağdur olurlar! Tek bir adamı yakalamak için bir milyon kişiyi seferber ederler. Sonra da gerekeni yaptıklarıyla ilgili on milyon film çekerler. Filmin sloganı olarak da "tarihin en büyük insan avı" tanımını kullanırlar.

Hay Allah! Yanlışlıkla filmi özetledim. Hangi filmi mi? 2012 yapımı "Zero Dark Thirty" adlı film. ABD'de Dünya Ticaret Merkezinin yıkılmasından sorumlu tutulan Osama bin Laden'in yakalanış hikayesini anlatan bir film.

Filmin oyuncularına hiç değinmeyeceğim. Yönetmeninden bahsedeyim; siz anlayın. Filmin yönetmeni yıllar önce Avatar'ın çıktığı sene Hurt Locker'ı çıkarıp yığınla Oscar'ı evine götüren filmin yönetmeni.

Yani Hurt Locker'ı beğendiyseniz; bunu da beğenirsiniz. Beğenmediyseniz; KAÇIIIIIIIIIN!!!!!!!!

Hayata İyi Seyirler...

"Gün Işığı Temizleme Şirketi" Durağan ve Sıradan...

Sıradan insanların hayat mücadelesi pek çok filme konu olmuştur. Karakterlerin kimisi (kimi demem gerektiğini biliyorum ama kimisi, birisi demek daha çok hoşuma gidiyor) zorbalardan çile çeker; kimisi amansız bir hastalıktan; kimisi de geçmişten kalma bir beladan.

Burada bir kadın var ki hem geçmişinden, hem bugününden, hem de geçim sıkıntısından yana çok dertli.

Okuyalım efendim...

sun shine cleaning ile ilgili görsel sonucu
Rose - Norah
ÖZET
2008 yapımı "Günışığı Temizleme Şirketi" (Sunshine Cleaning) adlı film dram türünde. Hikayeye göre Rose bir çocuk annesi genç bir kadındır. Çocuğunun babası olacak adamdan pek hayır yoktur. Rose geçimini evlere temizliğe giderek sağlamaya çalışmaktadır. Ancak çocuğunu özel okula göndermek zorunda kalan Rose'un daha fazla gelire ihtiyacı vardır. Bir gün ekonomik arayış içindeki genç kadının ayağına yeni bir fırsat gelir: Biyolojik artık temizliği. Yani intihar eden,ölen, öldürülen vb. kişilerden arta kalan doku temizliği. Bu işten iyi para kazanabileceğini fark eden genç kadın, alkolik kız kardeşini de yanına alır ve kolları sıvar.

KÜNYE
Filmde Rose'u Amy Adams ve kız kardeşini de Emily Blunt oynuyorlar. 

Yorum
Film çok durağan bir film. Hatta başarı öykülerini anlatan filmler arasında pek de öne sıralarda bulunabilecek bir film değil. 

Hele ailenin çocuğa karşı gösterdiği tavırlar hiç hoş değil. 

Bu yüzden maalesef tavsiye edebileceğim bir film değil. Imdb reytingi nasıl o kadar yüksek olmuş anlamadım. (imdb: 6.9/10)

Yine de izlemek isterseniz; siz bilirsiniz.

Hayata İyi Seyirler...

29 Ağustos 2016 Pazartesi

"Her Şey Aşktan" Hoş Bir Türk Filmi...

Hasbel kader izlediğim bir Türk filmini çok beğendim ve size de anlatmak istiyorum.

herşey aşktan ile ilgili görsel sonucuÖZET
2016 yapımı "Her Şey Aştan" adlı film romantik komedi türünde. Hikayeye göre Pelin normal bir ailenin normal bir kızıdır. Bir mağazada kasiyer olarak çalışmaktadır. Ama sevgilisi anormal zengindir ve Pelin de altta kalmamak için epeyce borca girmiştir. Daha da kötüsü düğüne 10 gün kala sevgilisinin anormal bir yönüyle daha karşılaşır. Zira anormal çapkın sevgilisi anormal bir iş yapıp başka bir kadınla birlikte olur. Bunu gören Pelin nişanı atar ve borçlarıyla baş başa kalır. Artık zor günler Pelin'i beklemektedir.

herşey aşktan ile ilgili görsel sonucu
Esas Oğlan - Çapkın Nişanlı
KÜNYE
Filmde tanıdık tanımadık bir çok isim var. Ama herkesin bildiği gibi asıl sansasyon isim Sezen Aksu'nun oğlu. Beyefendi çapkın nişanlıyı oynuyor. Filmin baş rollerini ise Hande Doğandemir ve Hakan Meriçliler paylaşıyorlar. Özcan Deniz'in de küçük bir rolü var.

YORUM
Filmin konusu basit aslında. Ancak yönetmen kafayı çalıştırmış ve epeyce ilginçlik katmış. Hoş bir film. İzlenir mi? Neden olmasın. Neler izlemiyoruz ki?

Hayata İyi Seyirler...

"Kick Ass" Söyleyin Pizzaları...

Yaz akşamları en güzel nasıl geçirilir?

1. Gece saat 10.00'da pizza-cola sipariş edilir. 
2. 10.30'da pizza gelir.
3. Cam, pencere, ışık kapatılır. Klima çalıştırılır.
4. Güzel bir aksiyon komedi başlatılır. 
5. Filmin ilk 20 dakikası pizza-cola-film üçlemesiyle harmanlanır. 
6. Filmin geri kalanı pizza-cola ikilisini sindirmeyle geçer.
7. Filmin sonu uykulu ama mutlu gözlerle kapanır.

Alın size bu listeyi aynen uygulamanıza yardımcı olacak iki kardeş film.

KICK ASS 1

Lizewski ezik bir lise öğrencisidir. Bir çizgi roman bağımlısıdır. Bir gün durup dururken süper kahraman olmaya karar verir. Hem de hiç bir süper gücü, hatta herhangi bir gücü bile olmamasına rağmen :)))

kick ass ile ilgili görsel sonucu

KICK ASS 2

kick ass 2 ile ilgili görsel sonucu
İlk filmde süper kahramancılık oynayalım derken ölümlerden dönen Lizewski müthiş bir akım başlatmıştır. Hiç bir süper gücü olmayan bütün ezikler kostümlere bürünüp şehrin sokaklarında süper kahramancılık oynamaya başlar.


YORUM
Filmlerin ikisi de yukarıda anlattığım yaz akşamı senaryosu için birebir. Cuma akşamı biri. Cumartesi akşamı diğeri. Gayet güzel filmler. İzleyin; eğlenin yani. 

Hayata İyi Seyirler...

"Cennet" En Saçma Sonlu Film...

Harika başlayıp berbat biten bir filmden bahsetmek istiyorum size. 

heaven the film blanchett ile ilgili görsel sonucuÖZET
2002 yapımı "Cennet" (Heaven) adlı film dram türünde bir suç filmi. Hikayeye göre genç bir kadın bir iş adamının odasına gizlice girip bomba yerleştirir ve binadan uzaklaşır. Bombanın patlamasını uzaktan seyrettikten sonra polise kendini ihbar eder. Polis, kadını evinde yakalar ve yaka paça karakola götürür. Pişman değildir. Kocasının ölümünden sorumlu tuttuğu pislik iş adamına gerekli cezayı verdiğine inanmaktadır. Ancak genç kadın, işin aslını o an öğrenir ve şok olur. Çünkü o bomba o adamı değil; biri temizlikçi kadın, ikisi çocuk, biri de çocukların babası olmak üzere dört kişiyi öldürmüştür. İşte genç kadının karakoldaki ifade süreci böyle başlamış olur.

Künye
Filmde genç kadını Cate Blanchett oynuyor. Kendisine karakol katibi rolüyle Giovanni Ribisi eşlik ediyor.
Filmin yönetmeni ise Cloud Atlas ve Koş Lola Koş'un da yönetmeni olan Tom Tykwer. 

YORUM
Ben hayatımda bu kadar iyi başlayıp bu kadar saçma biten başka bir film görmedim. Gerçi filmin hikayesi üçlemeymiş. Cennet, Cehennem ve Araf üçlemesi. Belki devamında makul bir şeyler vardır diyeceğim ama yine çok saçma bitti. Çok fenaydı çok. 

Bu sebeple filmi tavsiye edemiyorum. İleride üçlemeyle ilgili bir çalışma yapılırsa işte o zaman tekrar değerlendiririz.

Hayata İyi Seyirler...

27 Ağustos 2016 Cumartesi

"Escobar: Kayıp Cennet" Mafya Filmi...

Latin Amerikan ülkelerini anlatan filmlere pek alışık değiliz. Ben bir tane rastladım ve izledim. Size de anlatayım.

escobar kayıp cennet ile ilgili görsel sonucuÖZET
2014 yapımı "Escobar: Kayıp Cennet" (Escobar: The Lost Paradise) adlı film dram türünde bir suç filmi. Hikayeye göre Nick, bir kaç arkadaşıyla birlikte Colobia'ya sörf yapmaya gider. Plajda tanıştı güzeller güzeli kıza da ilk görüşte aşık olur. Güzel kız Nick'i alır ve ailesiyle tanışmaya götürür. Kızın ailesi geniştir. Hem de çooooook geniş. Aşiret gibi. Aşiretin başında da Pablo Escobar denen ünlü iş adamı bulunmaktadır. Escobar Nick'i beğenir. Onu derhal kanatları altına alır. Ancak Nick, Escobar'ın aslında iş adamı değil mafya babası olduğunu biraz geç anlayacaktır. 

escobar kayıp cennet ile ilgili görsel sonucuKÜNYE
Filmde Escobar'ı Benicio Del Toro oynuyor. Nick'i ise Josh Hucherson canlandırıyor. Filmin yönetmeni Andrea Di Stefano aynı zamanda "Pi'nin Yaşamı"nı da yönetmişti.

YORUM
Film bayık. İtalyan mafya filmleri gibi. Acımasız bir adam, tetikçiler ve mağdurlar var. Aynı adam ailesine karşı çok sahiplenici ve çok müşfik. Tipik mafya babası.

Ben böyle filmleri pek sevmem. Tavsiye de etmem. Yine de izlemek isterseniz; siz bilirsiniz.

Hayata İyi Seyirler...

"Zor Biraderler" Naif Bir Aksiyon Komedi...

Kevin Hart'ı tanır mısınız? Amerika'da çok tutulan bir komedyendir. 2016 Oscar töreninde 2017 törenlerinin sunucu olacağı ilan edildi. Beyefendi sahneye çıkıp hem kendini tanıttı; hem de küçük bir stand-up gösterisi yaptı. Dürüst olmak gerekirse berbat bir gösteriydi. Kendisi de dahil herkes bu duruma şaştı kaldı. İnşallah törene kadar güzel bir gösteri hazırlar ve kendini tekrar kanıtlar. Kendisine bol şans diliyorum.

Beyefendinin iyi hasılat yapmış filmlerinden birini izlemiştim. Size filmden bahsedeyim.

ride along ile ilgili görsel sonucuÖZET
2014 yapımı "Zor Biraderler" (Ride Along) adlı film aksiyon komedi türünde. Hikayeye göre Ben Barber (yani Kevin Hart), işsiz güçsüz ama dünya tatlısı bir adamdır. İşsiz güçsüzdür ama işi bilgisayar oyunları oynamaktır. Benin kız arkadaşı güzeller güzeli Angela bu duruma çoktan alışmıştır. Ancak bu duruma alışamayan biri vardır. Angela'nın abisi sert polis James. James Ben'e bir şartla "evet" diyeceğini söyler. O da Ben'in kendini ispatlaması olacaktır. İşte Ben James'in yanında polislik stajına böylece başlamış olur.

KÜNYE
Filmin yıldızları Kevin Hart ve Ice Cube. İkisi de gerçekten çok şekerler.

YORUM
Filmin komik olduğu söylenebilir. Aksiyon sahneleri de o derece güzel. İzlenir mi? İzlenir tabi. Hatta bu tür simple filmlerin takipçisi çok oluyor. 

Siz de böyle kafa yormayacak basit bir aksiyon komedi arıyorsanız; izleyin, gitsin.

Hayata İyi Seyirler...

P.S. Beğenirseniz "Zor Biraderler 2" de var :)))

26 Ağustos 2016 Cuma

"Benzer Sesler" Eğitici ve Öğretici Bir Film...

Tek film, çift rol. Daha önce de söylemiştim her oyuncunun hayali olduğunu. Bu hayali bir oyuncu daha gerçekleştirmiş. Hadi hayırlı uğurlu olsun.

ÖZET
2014 yapımı "Benzer Sesler" (The Identical) adlı film dramtüründe. Hikayeye göre 1950'lerde fakir bir çiftin ikiz bebekleri olur. Çift mutludur ama bakmakta zorluk çekeceklerinin farkındadır. Bebeklerin babası yan yana iş arar ancak bulamaz. Dua etmek için kiliseye gider ve papazın vaazına tanık olur. Papaz "Veren el alan elden üstündür" demektedir. Daha da önemlisi eşiyle birlikte çocuk sahibi olamadıklarından bahseder. O anda ikizlerin babası papaza güven duyar ve bebeklerin birini onlara verir. Böylece ikizlerin yolları ayrılır. Aradan yıllaaaar geçer. Papazın oğlu kendi halinde bir genç adam olur. Diğeri ise plakları milyonlar satan bir rock yıldızı. İşte papazın oğlunun uyanışı, o plaklardan birini dinlemesiyle başlar. 

the identical the movie ile ilgili görsel sonucu
Ray Liotta Papaz rolünde
KÜNYE
Filmin yardımcı erkek oyuncusu Ray Liotta. Ama bence filmin yıldızı da o. Papazlık rolü beyefendiye çok yakışmış.

YORUM
Film tam bir dram. Film olarak zayıf ögesi çok ama filmden çıkarılacak çok ders var. Kendini gerçekleştirmek ve ne aradığını bilmek konusunda çok iyi bir kıssadan hisse örneği. 

Bir ara yüksek reytingli filmleri bitirirseniz, buna da bir el atın derim.

Hayata İyi Seyirler...

"U.N.C.L.E." Aksiyon Komedi Arayanlara Birebir...

Guy Ritchie geçen sene bir film çekmiş ve ben hiç fark etmemişim. Dün o filmi keşfettim ve bayıldım. Size filmden bahsedeyim.

Özet
2015 yapımı "Kod Adı: U.N.C.L.E." adlı film aksiyon türünde. Olay 2. Dünya Savaşı sonrasında Doğu Almanya'da başlar. Hikayeye göre Illya da bir KGB ajanıdır. Görevi, Gaby adlı tamirci kızı yakalamak ve Rus İstihbaratına teslim etmektir. Diğer taraftan Solo da bir CIA ajanıdır. Onun görevi ise Gaby'yi Ruslardan önce bulmak ve onu güvenli bir yere sevk etmektir. 
u.n.c.l.e the man from ile ilgili görsel sonucu
Gaby, Illya ve Solo
Genç kadına ilk ulaşan isim Solo olur. Görev tamam gibidir. Ancak ertesi gün ikisinin de patronları aynı masaya oturur ve Gaby'nin güvenliğini sağlamak için el sıkışırlar. Kızın güvenliğini sağlama işini ise Solo ve Illya'ya verirler. Birbirlerinden hiç hoşlanmayan iki düşman ajan artık birlikte çalışmak zorundadırlar.

Künye
Filmin Guy Ritchie filmi olduğunu başta söylemiştim. Beyefendi yine filme imzasını atmış. Filmin ona ait olduğunu bilmeseniz de izleyince anlarsınız. O kadar imza atmış. 

Filmde CIA ajanını Henry Cavill oynuyor. Rus ajan Illya'yı ise Armie Hammer canlandırıyor. Gaby rolünde ise yıldızı yükselen bayan oyuncu Alicia Vikander görülüyor. 

Yorum
Film çok eğlenceli. Esprileri gerçekten komik.

Aksiyonu da gayet yerinde. Aksiyonların artık fantastik düzeyde olduğunu düşünürsek en üst seviyelerde diyebiliriz. (En üstte Hızlı ve Öfkeliler var.)

Senaryo gayet yerinde ki zaten dizi uyarlamasıymış.

Filmde bir de Hugh Grant var. Beyefendinin ismini görünce tv'yi kapatasım gelmişti ama ilk defa bir rolüne yakıştığını gördüm. Yaşlılık da yaramış. Çok karizmatik olmuş.

Henry Cavill'i taktir ettim. Süperman'den sonra hiç imaj değiştirmeden başka bir rolü oynamak her yiğidin harcı değildir. Üstelik gayet başarılı.

Solo karakteri fazlasıyla James Bond olmuş. Zampara, zeki, karizmatik ve hızlı. Üstelik onca aksiyona rağmen elbisesinin ütüsü bile bozulmuyor. 

Illya karakterine hayran kalmamak mümkün değil. 

Peki filmi izleyelim mi? Elbette. Mutlaka. 

Ben sizi çok tutmayayım. Hadi gidin, izleyin. 

Hayata İyi Seyirler...

P.S. #1 Filmin ikincisi yolda. 2017'de gösterime giriyor. Filmin verdiği spoilera göre olay İstanbul'da geçecek. Hadi hayırlısı...

P.S.#2  Bu da filmin essssskiden çekilmiş dizisinden bir kare...

u.n.c.l.e tv series ile ilgili görsel sonucu