24 Ekim 2016 Pazartesi

"Barfi" Bollywood Severlere...

Film portalında öne çıkanlar kategorisine yeni bir film düşmüş: Barfi. Bir de güzel reklamı yapılmış. İMDB'nin Top 250 listesinde diye. Küçük bir araştırma sonucu filmin “3 Idiots”a benzediğini gördüm ve hemen izlemeye koyuldum. Size filmden bahsedeyim.

barfi ile ilgili görsel sonucuÖzet
2012 yapımı Barfi trajikomedi türünde bir Bollywood filmi. Hikayeye göre Barfi doğuştan sağır dilsiz genç bir adamdır. Ama bu durumu onu yavaşlatmamış; bilakis neşesi ve pozitifliği sayesinde şehirdeki herkesin sevgilisi olmuştur. Bir gün Barfi her zamanki gibi şehrin sokaklarında haylazlık yaparken tesadüfen bir kız görür ve ona aşık olur. Ancak o cici kız zaten nişanlıdır ve düğüne de üç ay kalmıştır. Bu bile Barfi'yi yavaşlatmaya yetmez. Barfi öyle veya böyle kızın gönlüne girmeye kararlıdır.

Künye
Filmdeki hiç kimseyi tanımıyorum. Zaten Bollywood filmi.

Yorum
“3 Idiot”a benzetilen filmi maalesef ki beğenemedim.

144 dakika değil 100 dakika olsaydı belki beğenebilirdim. Çok fazla boş sahne vardı. Muhtemelen dokunsal kimlikteki Hint halkını etkilemek için; yani hisleri derinlemesine verebilmek için; uzuuuuuuun uzun sahneler çekmişler. Ama beni baydı tabi.

Oyunculuklar gayet güzeldi. Özellikle Barfi'yi oynayan adamı tebrik ediyorum.

Kendini reddeden kıza bile dostça yaklaşma fikrini yaymak için güzel bir film.

Ama izlemenizi tavsiye etmiyorum. Yine de siz bilirsiniz.


Hayata İyi Seyirler...

"Gece Bitmeden" Romantik Bir Film...

Duydunuz mu? Bizim Kaptan Amerika Chris Evans bir film yönetmiş. Üstelik aynı filmde baş rolü de oynuyor. Hadi size filmden bahsedeyim.

before we go imdb ile ilgili görsel sonucuÖzet
2014 yapımı “Gece Bitmeden” (Before We Go) adlı film türsüz bir film. Hikayeye göre Brooke adlı genç kadın Manhattan'daki meselesini halleder ve eve gitmek üzere yola çıkar. Ancak Gece 1.30 trenini kaçırınca işler sarpa sarar. Çünkü kocası da evde değildir ve kocasının Brooke'un Manhattan'da olduğundan haberi yoktur. Gecenin bir vakti Manhattan'da kalakalan genç kadını o halde gören sokak sanatçısı Nick ona laf atar. Kadıncağız çaresizce meseleyi Nick'e anlatır. Nick o gece o kadını evine gönderebilmek için her şeyi yapacaktır.

Künye
Filmde Nick'i Chris Evans ve Brooke'u da Alice Eve canlandırıyorlar. Yönetmenin Chris Evans olduğunu da baştan belirtmiştim.

Yorum
Film çok durağan bir film. Kadının o telaşını görüp de sakin kalmak elde değil. Ama kaldılar işte. Bütün bir film boyunca sakiiiiiin sakiiiiiin kadını eve göndermeye çalıştılar.

Filmden çıkarılabilecek tek ders sakinlik üzerineydi. Sonuç ne olursa olsun; sakinliği bozmaya gerek yok. Her şey olacağına varır gibi bir şey oldu.

Diğer taraftan ben artık Chris Evans'ı Kaptan Amerika'dan başka yere koyamıyorum. İstediği kadar yazsın, yönetsin. Ama başka rolde oynamasın.


Hayata İyi Seyirler...

"Zor Saatler" Fırtınada Denize Açılmak...

Ben artık bu imdb'ye güvenemiyorum. 6.8 reytingli bir film izledim ama bana kalırsa 7.5'i hak ediyordu. Anlatayım efendim.

ÖZET
the finest hours ile ilgili görsel sonucu
Bernie
2016 yapımı “Zor Saatler” (The Finest Hours) adlı film dram türünde. Olay Amerika'nın kuzey doğu eyaletlerinden Massachusetts'te geçmektedir. Hikayeye göre Bernie sahil güvenlikte çalışan bir kaptandır. Ama ezik herifin tekidir. Bir gün, soğuk bir şubat günü sahil güvenliğe bir yardım çağrısı gelir. Çağrı, kıyının açıklarındaki bir petrol tankerinden gelmektedir. Zira tanker fırtınada ikiye bölünmüştür ve bir yarısı anında batmıştır. Diğer yanı ise bir kaç saat içinde batacaktır. Geminin akıllı ama sevimsiz teknisyeni Ray gemiyi biraz daha su üstünde tutabilmek için bir plan yapar ve tayfayı da işe koşar . Bu sırada bizim ezik kaptan Bernie de kurtarma botuna binip fırtınanın gözüne doğru yola çıkar. İşte bundan sonrasına bakalım. Kim öleeee, kim kala...

Künye
Filmde Kaptan Bernie'yi Chris Pine oynuyor. Teknisyen Ray'i ise Casey Affleck canlandırıyor.

Yorum
Bence film defalarca izlenesi bir film. Filmin görüntü yönetmenini tebrik ediyorum. Gerçekten o şeylerin hepsini iliklerime kadar hissettim. Sanki o buz gibi okyanusta ben de battım, çıktım, üşüdüm, düştüm, kafamı çarptım, boğuldum, nefessiz kaldım...
the finest hours ile ilgili görsel sonucu 
Chris Pine'ın mimiklere izin vermeyen bir kaş göz yapısı var. Çok keskin hatlı olması sebebiyle olabilir. Ancak beyefendi bu filmde daha ziyade jestleriyle götürmüş.

Filmin müzikleri bir harika. Özellikle final müziği “Haul Away Joe” ya bayıldım. Meşhur bir denizci şarkısı olan Haul Away Joe şarkısı, Kadoline adlı grup tarafından coverlanmış ve muhteşem olmuş. Bayıldım bayıldım.

Filmin sonunda Haul Away Joe şarkısı eşliğinde olayın gerçek görüntüleri veriliyor. Gerçek adamlar ve gerçek resimler. İşte o zaman olayın vehameti daha iyi anlaşılıyor. İşte şarkının linki...
https://www.youtube.com/watch?v=p26urHC08Gk

Kısacası filmi yürekten tavsiye ediyorum. İzleyin, ağlayın ama umudu elden bırakmayın.


Hayata İyi Seyirler...

P.S. Bence filmin yıldızı chris pine değil, Casey Afflack...

"Kartal Göz" Yapay Zeka Bilinç Kazanıyor...

Çalıştığım okulun genç öğretmenlerindenim. Biraz orta yaş ve üzeri öğretmen arkadaşlarımın çoğu bilgisayarda çok az şey yapabiliyor. Hele bayanlar! Of of of! Evlere şenlik. Düşünün: Öğretmen tayfa bile böyleyse vatandaşın bilgisayar korkusunu siz düşünün! Hoş eline akıllı telefon alan herkes kendini software hakimi sanıyor ya; o da ayrı mesele :))) Komik durumdayız vesselam...

Yapay zekanın bilinç kazanması konulu piyasada pek çok film var. İşte onlardan biri daha.

eagle eye the movie ile ilgili görsel sonucuÖZET
2008 yapımı “Kartal Göz” (Eagle Eye) adlı film bilim kurgu türünde bir aksiyon filmi. Hikayeye göre Rachel, bir çocuk annesi bekar bir kadındır. Bir gün Rachel okul korosunda keman çalan oğlunu bir konser için turneye yollar. Aynı günlerde Jerry Shaw adlı genç adamın ikiz kardeşi Amerikan ordusunda görevi başında iken hayatını kaybetmiştir. Jerry büyük bir üzüntüye düşmüştür. Ancak cenazeden hemen bir gün sonra -tam da Rachel'in oğlunu uğurladığı gün- telefonuna çok ilginç mesajlar ve çağrılar gelmeye başlar. Telefonun ucundaki meçhul kadın sürekli olarak Jerry'ye talimatlar vermektedir. Aynı meçhul kadın Rachel'a da talimatlar yağdırmaya başlar. Ve onları kartal gözü gibi izler. Daha da kötüsü Jerry'nin ve Rachel'ın emirlere karşı geldiği her an birileri hayatını kabetmektedir. Bu da yetmiyormuş gibi telefondaki ses, Rachel'ı ve Jerry'yi iş ortağı yapar. Birbirini hiç tanımayan Jerry ve Rachel çaresiz meçhul kadının her talimatına uymak zorunda kalacaklardır.. 

KÜNYE
Filmde Jerry'yi Shia LaBeouf oynuyor. Rachel'ı ise Michelle Monaghan canlandırıyor.

YORUM
Eminim bazı insanların yapay zeka korkusuna çok iyi tercüman olacak bir film. Aksiyon düzeyi yüksek. Filmin son ortası çok saçma ama nihayeti güzel. Gerçi bilinç kazanmış yapay zeka filmlerinin babası sayılabilecek Terminatör serisiyle büyümüş biri için zayıf bir film ama film işte.

Eğer Zor Ölüm 4.0 gibi ya da Echalon gibi filmleri de beğendiyseniz; bunu da beğenirsiniz.

Hayata İyi Seyirler...

P.S. Bir gün belki olacak. Yapay zeka biliş ve irade kazanacak. Ama bugün o gün değil.


"Mechanic: Ressurrection" Mutlaka İzleyin...

Güncel bir filmden bahsedeyim size. Daha birkaç hafta önce gösterime girdi. Türk erkeğinin delikanlı yapısına uygun bir film olmasına rağmen gişede başarılı olamadı. Ne hikmettir ki dünya listelerinde de fazla yüksek reytinglere ulaşamadı. Size filmden bahsedeyim.

mechanic resurrection ile ilgili görsel sonucuÖzet
2016 yapımı “Mechanic: Resurrection” adlı devam filmi yine suç ve aksiyon türünde. Hikayeye göre Bishop, ilk filmdeki temizlik (suikast, cinayet ve bilumum suçlar) işlerini bitirdikten sonra izini kaybettirir. Beş ay boyunca Brezilya'da bir teknede sakin sakin hayatını sürdürürken mafya yine Bishop'ın izini bulur ve üç suikast siparişi daha verilir. Ancak Bishop siparişleri kabul etmez ve adamları atlatır. Tabi kötü adamların Bishop'ın peşini bırakmaya niyetleri yoktur. Bishop'ı bu işe çekmek için dünya güzeli bir kızı yem olarak kullanmak hiç fena olmayacaktır.

Künye
Filmde Bishop'ı yine Jason Statham oynuyor. Beyefendi 15 sene ilk çıktığında da keldi. Yine kel. O yüzden yaşlandığı hiç belli olmuyor. İmaj çalışması için kendisini tebrik ediyorum. Kendisine güzel oyuncu Jessica Alba eşlik ediyor. Hanımefendiyi ilk defa aşık gördüm. Çifti birbirine hiç yakıştıramasam da...

Yorum
Film suç ve aksiyon severler için bulunmaz nimet. Kafayı yoracak hiç bir şey yok. Basit, anlaşılır ve hızlı akan bir film. Üstelik sadece 100 dakika.

Lafı dolandırmaya gerek yok. Eğer Transporter serisini beğendiyseniz, bunu da beğenirsiniz.


Hayata İyi Seyirler...

P.S. Tommy Lee Jones'un oynadığı karakter çok şeker olmuş...

"İyi Adamlar" Kötü Aksiyonlar...

Bir film ismi söylediler aman Allah'ım. Yok şöyle güzel yok böyle güzel. Aman da aman şahane. Bir izledik ki sonunu getiremedik. Beş dakika beş dakika ileri aldık. Sonra da 10 dakika 10 dakika. O kadar kötüydü. Size filmden bahsedeyim.

nice guys ile ilgili görsel sonucuÖzet
2016 yapımı "İyi Adamlar"(“The Nice Guys - bazı aksanlarda nayz gayz diye telaffuz edilir) suç ağırlıklı aksiyon filmi. Hikayeye göre Jackson (Russell Crowe) bir özel dedektiftir. Ama öyle sadece bir şeyleri araştırıp bulan değil; aynı zamanda koruma da sağlayan türden. Diğer taraftan Holland da bir özel dedektiftir ama sıradan biridir. Hatta Jackson'ın tanıdığı kadarıyla biraz kazmadır. Bu ikilinin yolları Misty Mountains denen bir porno yıldızının intiharı sebebiyle birleşmek zorunda kalacaktır. Zira ölümle ilgili olarak suçlanan Jackson, yanına Holand salağını da alıp işi çözmek zorunda kalacaktır.

Künye
Filmde Jackson'ı Russell Crowe oynuyor. Holand'ı ise Ryan Gosling canlandırıyor.

Yorum
Film çok anlamsız bir film. Sadece bir sahnesi komik olan komedi filmi mi olur? Hele küçücük çocukları “porno yıldızı cinayeti” filminde oynatmak çok yanlış. Filmin hiç bir tutar tarafı yok. Kesinlikle önermiyorum.

Hayata İyi Seyirler...


P.S. Russell Crowe kilo versin...

"North Country" de Tek Başına...

Ben bir kadınım. Kadın bir çalışan olarak hep saygı gördüm. Öğrencilerim, öğretmen arkadaşlarım, idareci arkadaşlarım, velilerim, kısacası herkes tarafından saygı gördüm. Ama kadın çalışanların taciz edilmesine ya da saygısızlık görmesine dayanamıyorum. Özellikle bu filmde anlatıldığı türden olunca sinirden elim ayağım titriyor. Size filmden bahsedeyim.

north country ile ilgili görsel sonucuÖZET
2005 yapımı “North Country” (Tek Başına) adlı film dram türünde. Hikayeye göre Josey, iki çocuk annesi genç bir kadındır. Ama evliliğinde mutlu değildir. Eşinden gördüğü şiddete daha fazla dayanamayıp çocuklarıyla birlikte Minnesota'daki baba ocağına geri döner. Ancak Josey ve çocukları ne yazık ki baba evinde hoş karşılanmaz. Josey bir süre sağda solda üç kuruş paraya çalışır. Para pul yetmeyince daha iyi kazanabileceği bir işe girer: Maden ocağına. Esasen maden ocağındaki ağır çalışma şartları Josey'e zor gelmez. Ona asıl zor gelen pis terbiyesiz ahlaksız mikrop madencilerin cinsel tacizleridir. Josey uğradığı tacizlere dayanamayıp hak aramaya başlar. Maden şirketine dava açan Josey için geçmiş, gelecek ve bugüne dair korkunç yüzleşme süreci başlar.

KÜNYE
Filmde Josey'i Charlize Theron oynuyor. Kadının fena halde hayranıyım. Josey'in avukatı rolünde Woody Harrelson görülüyor. Josey'in en büyük tacizcisi rolünü ise Jeremy Renner canlandırıyor. Bu filmde iğrenç bir herif. Film aynı zamanda iki ayrı Oscar'a aday olmuş gerçek bir olaydan uyarlama bir film.

YORUM
Film içimi acıttı. Filmin pek çok yerinde taciz sahneleri var. Fakat eminim o madenlerde bundan çok daha fazlası yaşanmıştır.

Ben filmi yürekten tavsiye ediyorum. Özellikle kadınların kız babalarının yürek sızısızla izleyecekleri bir film. İzleyin, yüreğiniz kabarsın.


Hayata İyi Seyirler... 

"Seni Uzaktan Sevmek" Romantik Komedi...

Yorgunsam sadece iki tür film izleyebiliyorum. Ya komedi, ya da önceden izlediğim bi şii. İki gün önce yorucu bir günün akşamında kendimi televizyonun önüne zor attım.

Burada bir parantez açayım. Bir öğretmen ve bir anne ve bir eş olarak bu kadar çok yorulmamın gerçekten geçerli sebepleri var. 1) Tayinim çıktı, yeni okuluma alışmaya çalışıyorum. 2) Tayinim çıkınca küçük oğlumun okulunu değiştirmek zorunda kaldım. 3) Eşim yıllık izne ayrıldı ve gece gündüz yemek yapmam gerekti. 4) Yardımcı teyzemiz hastalandığı için gece gündüz temizlik ve ütü yapmam gerekti. Anlayın halimi :)))

Şu durumda kafam bir aksiyon vb. götüremeyeceği için bir romantik komedi açtım. Size filmden bahsedeyim.

going the distance ile ilgili görsel sonucuÖzet
2010 yapımı “Seni Uzaktan Sevmek” romantik komedi türünde. Hikayeye göre Garrett New York'ta bir plak şirketinde çalışmaktadır. Sakin tabiatlı ve sevimli bir adamdır. Ama bir ilişkiden yeni çıkmıştır. Kafayı dağıtmk için arkadaşlarıla bara gider ve atarinin başında hoş bir kızla tanışır. Erin da aslen Boston'da (yani New York'tan binlerce km uzakta) yaşamaktadır. Sadece bir kaç haftalığına New York'ta bulunacaktır. Bu ikili bir kaç haftalığına da olsa çıkmaya karar verirler. Ancak beklenmedik bir şey olur ve sevimli ikili bir elmanın iki yarısı olduklarını fark ederler. Ayrılık vakti gelmiştir. Peki ya şimdi ne olacaktır? Bu ilişki nasıl sürecektir?

Künye
Filmde Erin'ı Drew Barrymore oynuyor. Garrett'ı ise Justin Long canlandırıyor.

Yorum
Film çok şeker. Gerçi Amerikalıların şu cinsel içerikli espri anlayışı hiç komik değil ama uzak aşıklara ümit vermesi açısından hoş bir film.

Her romantik komedide olduğu gibi tabi ki sonucu belli. Ama film mi film işte.

Eğer romantik komedilerden hoşlanıyorsanız, o zaman izleyin derim.

Hayata İyi Seyirler...


P.S. Her iki oyuncu da bir türlü şeytanın bacağını kıramadılar. Allah kolaylık versin...

"Star Trek: Beyond" Sevenleri Anladı Bile...

Star Trek serisinin son halkası bir kaç ay önce eklendi. Hadi bakalım...

ÖZET
star trek beyond ile ilgili görsel sonucu2016 yapımı “Star Trek: Beyond” adlı film her zamanki gibi bilim kurgu ve macera türünde. Macera geçen filmde kaldığı yerden devam ediyor. Hikayeye göre keşif gemisi Atılgan ve mürettebatı 3 yıldır uzayda keşifler yapmaya devam etmektedir. Ancak görev süresinin bitmesine daha iki yıl vardır ve herkes patlamak üzeredir. En başta da Atılgan'ın çılgın kaptanı James Kirk. Kaptan Kirk keşif derken macera anladığı için uzayda boş boş dolaşmak Kirk'ü bunalıma sürüklemiştir. Derken Atılgan, farklı bir ırktan bir yardım çağrısı alır ve Kaptan Kirk federasyonun da izniyle resmen kurtarma görevinin üstüne atlar. İşte bu görev Atılgan için sonun başlangıcı olacaktır.

KÜNYE
Filmdeki tüm isimler geçen filmle aynı.

YORUM
Film bu sefer tam olmamış. Geçen filmdeki “My name is Khan” etkisi bu filmde yok. Hatta bu film geçen filme bakıldığında epeyce zayıf. Sanki TV series şeklindeki bir dizinin sıradan bir sayısı gibi. Tabi bu yönetmenden değil senaryodan kaynaklanıyor.

Ama yönetmeni tebrik etmek lazım. 10 dakika kadar süren tuzak sahnesi gerçekten çok çok iyiydi. 

İzlenir mi? İzlenir. Ama beklentilerinizi düşük tutun. Sonra hayal kırıklığına uğramayın.

Hayata İyi Seyirler...


P.S. Bana kalırsa filmin yıldızı hala “Işınla bizi Scotty” ve “Çok gıcıksın Spike”... 

"Stajyer" İzlenesi Bir Film...

Komedi filmi olup da 10 üzerinden 7 puan alanı zor bulunuyor. Komedi filmleri genellikle 6 civarı alırlar ve koca film boyunca sadece bir iki sahnede güldürmeyi başarır.

Ama geçenlerde bir film izledim ve bence 7'yi değil; 8'i bile hak eden bir filmdi. Hemen anlatayım.

the intern ile ilgili görsel sonucuÖzet
2015 yapımı “The Intern” (Stajyer) adlı film komedi türünde. Hikayeye göre Bay Whittaker, 70 yaşında emekli bir adamdır. Karısı çoktan ölmüştür. Ama Bay Whittaker düzenli bir hayat yaşamaya devam etmiştir. Torunuyla vakit geçirmek, yogaya gitmek, çeşitli kurslara ve seminerlere katılmak suretiyle yaşamını renklendirmeye devam eder. Ancak Bay Whittaker hala daha verimli olacağı uğraşlar aramaktır. Tam bu sırada hepsiburada.com gibi bir internet firmasının “tecrübeli stajyer aranıyor” ilanını görünce hemen başvurur. Mülakatta herkesin sevgilisi olmayı kolaylıkla başaran Bay Whittaker şirketin kurucusunun stajyeri olarak göre başlar. Şirketin kurucusu bu genç ve titiz ve yorgunluktan yıkılmak üzere olan bayan Jules için bu tecrübeli stajyer ilaç gibi gelecektir.

Künye
Filmde Bay Whittaker'ı Robert De Niro oynuyor. Bence beyefendinin “Anlat Bakalım”dan beri en iyi performansıydı. Şirketin kurucusu genç bayan Jules'u ise Anna Hathaway canlandırıyor. O da zaten kendini defalarca kanıtlamış bir oyuncu.

Yorum
Film çok keyifli. İş hayatına dair her şeyi ama her şeyi çok güzel anlatmışlar. Öğrenilecek çok şey var. Mesela profesyonellik nerede başlayıp nerede biter? Mesela ilk iş görüşmesi için tüyolar nelerdir? Mesela iş hayatının aile hayatını mahvetmesi durumunda neler yapılabilir? Centilmen bir adam nasıl olunur? Çalışkan olmak ve üretken olmak aynı şey midir? Takdir etmek ve edilmek ne kadar önemlidir? Ve daha bir sürü sorular...

Sanırım filmi bir daha izleyeceğim. Evet evet. Bir kez daha izleyeceğim. Hadi görüşürüz.


Hayata İyi Seyirler...

"Unbroken" Gerçek Bir Esaret Hikayesi...

Biz asker bir milletiz. Şehit düşmek, şehit vermek, gazi olmak, esir düşmek, esir almak, düşman öldürmek, vb. Bizde vaka-ı ardiyeden sayılır. O yüzden en dramatik asker hikayesini bile dinlesek trajikomik gelir bize. Askerlik anısı der geçeriz :))) Ama birileri çekmiş bir film. Hadi izleyelim.

unbroken ile ilgili görsel sonucuÖZET
2014 yapımı “Unbroken” (Bükülmez) adlı film dram türünde bir tarih ve savaş filmi. Gerkçek bir yaşam öyküsü. Hikaye Olimpiyat koşucusu Louis Zamperini'nin gerçek yaşam öyküsünden alınmıştır. Yeteneklerini lise yıllarında keşfeden Zamperini, Japonya'da düzenlenecek olan olimpiyatlara hazırlanırken birden 2. Dünya Savaşı patlak verir ve Zamperini cepheye alınır. Bir vatansever olarak ülkesi için savaşmak O'nun için bir onurdur. Hava kuvvetlerinde pilot yardımcılığı yapmak ise O'nu ayrıca gururlandırmıştır. Ancak bir gün Zamperini ve arkadaşlarının uçağı denize çakılır. Zamperini iki arkadaşıyla birlikte kazadan sağ çıkmayı başarır. İşte bu, zor günlerin başladığının habercisidir. Zira Zamperini çakıldıkları yerde Japonlara esir düşmekten kurtulamamıştır.

KÜNYE
Filmde tanıdık bir kaç isim var ama pek mühim değil. Biz filme bakalım :)))

YORUM
Zamperini'nin hikayesi gerçekten taktire şayan bir hikaye. Gençliğinde serserinin teki olan birinin nasıl örnek insana dönüştüğünü ve bunun için ne kadar ter döktüğünü görmek çok dramatik.

Film eminim vatansever Amerikalıları fena halde gaza getirecek bir filmdir. Ama bizim gibi bir ülke için sıradan bir hikaye.

Üstelik -filmde değil de- gerçek hikayede eleştirilecek pek çok şey var. Farz-ı misal Zamperini bir Japon subayı tarafından ölümüne işkence görüyor ve bu sırada diğer Amerikalı esirlerin hepsi mal mal bakıyor. Bizim millet bu filmi gülerek izler :)))

Ama film güzel. Kadınların değil ama erkeklerin saya söve izleyecekleri dramatik bir başarı öyküsü. İzlenir mi? Bence izlenir.


Hayata İyi Seyirler...

"Warcraft" Gamerlara Gelsin...

Strateji oyunlarına aşinayımdır -bayan olmama rağmen. Yıllarca FRP oynadım ve ekibin 23. seviyeden üyesiydim. Askuta adlı hırsız hobbiti ve İlmara adlı büyücüyü yıllarca yaşattım. Grubun gıcık DM'ine rağmen. Oyunun kurucusu gıcık DM sürekli bize ölümcül tuzaklar kurardı. Çoğu zaman senaryo baştan belliydi. Sonunda hepimiz ölüydük. Ama yine de zevkle oynardık. Çok güzel yıllardı o yıllar. Hey gidi hey...

Aynı yıllar Diablo, Starcraft, Warcraft derken bir sürü oyun türedi. Hepsi birbirinden güzel bir sürü strateji oyunu. Bir kısmına film de çekildi. Ama hepsi birbirinden berbattı.

Ama bir tanesi var ki daha bir kaç önce gösterime girdi ve gaet güzeldi. Hadi şu filme bir bakalım.

warcraft the beginning ile ilgili görsel sonucu
Azeroth
ÖZET
2016 yapımı “Warcraft: The Beginning” adlı film fantastik türde. Hikayeye göre Azeroth adlı Orc kralı zalim kralın tekidir. Her şeye kadir olmak arzusuyla hem halkını hem de insan ırkını ezip geçmektedir. Azeroth, kullandığı Gul'Dan büyüsü sayesinde hem güce hem de hem de uzun bir ömre hükmetmektedir. Ancak bu büyü doğayı da öldürmektedir; diğer halkları da. Hiç kimse onun gücüne ve kullandığı büyüye karşı çıkabilecek cesarete sahip de değildir. Şu durumda yapılacak bir tek şey vardır. Orc'ların ve insan ırkının gizli ittifakı...

Künye
Filmde pek çok tanıdık isim var hiç biri tanıdık gibi görünmüyor :)))

Yorum
Genellikle oyunların filmleri beğenilmez. Ama bu, çok güzel. Üstelik 3D izlendiğinde bir harika.

Öğrendiğim kadarıyla oyunu bilenler filmi zevkle izlemişler. Ancak senaryodaki ters köşe durumundan bazıları rahatsız olmuş.

Oyunu hiç bilmeyen biri olduğum halde ben de kolaylıkla izledim ve çok beğendim. Eğer fantastik seviyorsanız; mutlaka izleyin derim.


Hayata İyi Seyirler...