13 Şubat 2014 Perşembe

"Oyuncak Hikayesi" Serisi...

Hafta sonunu hasta geçirdim. Hem de bütün hafta sonunu. Yani bildiğiniz gibi değil. Sağolsun eşim hem annelik yaptı bize, hem babalık. Ben de yataktan çıkamadığım bu iki koca gün boyunca tam dört film izledim. İkisi önceden de izlediğim “Oyuncak Hikayesi 3” ve “Taşıyıcı 2”. Diğer ikisi de çeşitli türden filmler.

Ama sonra fark ettim ki ben daha önce “Oyuncak Hikayesi” serisine hiç değinmemişim. Değinmezsem aklım kalır. Hadi başlayalım.

Özet
Oyuncak Hikayesi 1 (1995)
Filmdeki hemen hemen tüm kahramanlar; oyuncaklardır. Olay, Andy adlı küçük sevimli çocuğun oyuncakları arasında geçmektedir. Hikayeye göre Andy tüm oyuncaklarıyla çok güzel oynayan mutlu bir çocuktur ama daha da önemlisi oyuncaklar da hallerinden pek bir memnundurlar. En çok da Woody. Zira Woody adlı oyuncak, Andy'nin en sevdiği oyuncaktır. Ta ki Andy'nin 7. yaş gününe kadar. Peki o doğum gününde ne mi olmuştur? Andy'ye doğum gününde yepyeni bir süper kahraman oyuncağı gelmiştir. BUZZ IŞIKYILI!!! O günden sonra Andy yeni oyuncağına adeta aşık olur. İşte bu olay Woody'nin kıskançlık damarlarını kabartan ve hayatını karartan olay olacaktır...

Oyuncak Hikayesi 2 (1999)
Film yine aynı odada başlar. Maceranın bu bölümünde Andy'nin annesi bozuk oyuncaklardan birini bit pazarına çıkarır. Ekibin süper kahramanı Woody, evin köpeğinin de yardımıyla o oyuncağı kurtarmak için bir operasyon başlatır ancak bu sırada nasıl olduysa kendini birden bire gizemli bir adam tarafından kaçırılmış olarak bulur. Woody bu kaçırılma sırasında kendisi ve geçmişiyle ilgili sıra dışı gerçeklerin farkına varacaktır.

Oyuncak Hikayesi 3 (2010) 
Serinin son filminde Andy artık büyümüş ve üniversiteye gitmeye hak kazanmıştır. Bu sebeple artık odasını ve doğal olarak epeydir oynamadığı o oyuncaklarını toplamak zorundadır. Oyuncaklarını çöpe atmaya da hiç niyeti yoktur. Onları tavan arasına saklamak için hepsini kocaman bir poşete doldurur. Ancak annesi o poşeti çöpe atınca her şey alt üst olur.
Künye
Filmlerin üçünde de tanıdık sesler var. Mehmet Ali Erbil var, Haluk Bilginer var, Beren Saat var, Kıvanç Tatlıtuğ var, var oğlu var. Uzun uzun anlatmayalım şimdi.

Yorum
Peki izleyelim mi? Elbette. Hem de defalarca ve defalarca. Çocuk da olsanız, yetişkin de olsanız defalarca izleyebilirsiniz. Hem de hiç sıkılmadan. Tabi bu durum 2. film için pek geçerli değil. İkinci filmi bir kere de izleseniz olur. Ama birinci ve üçüncü filmleri bir daha bir daha izleyin derim. Hem de bu tatilde.

Hayata İyi Seyirler... 

P.S. Haaaaa!!! Meraklılarına duyurulur: Disney'in "sıradaki filmler" listesine göre serinin 4. filmi yolda. Hem de en geç 2015 yılında gösterime girecek(miş). Güvenmesem de inanmak istiyorum. Zira bir fragman izledim, gülünç ve saçma ötesi geldi. İnşallah diyelim artık ne diyelim...

Hiç yorum yok: