Yine çocuk filmi mi yetişkin filmi mi karar veremediğim bir
filmden bahsetmek istiyorum size. Bir film serisi daha doğrusu... Daha iki
tanesi çekildi ama eminim er ya da geç devamı gelir...
ALİCE HARİKALAR DİYARINDA (2010)
2010 yapımı “Alice Harikalar Diyarında” (Alice in
Wonderland) adlı film fantastik türde. Hikayeye göre Alice 19 yaşında genç bir
kızdır. Soylu bir ailenin sarışın güzel kızı olduğu için de fark edilmesi uzun
sürmez. Bir gün Alice annesiyle birlikte
büyük bir davete katılır. Genç Alice bu davette emrivakilerden kaçmaya
çalışırken bahçede zıplayıp duran bir tavşan olduğunu ve tavşanın bir delikten
içeri girdiğini görür. Tavşanın girdiği deliğe doğru ve coşkuyla yaklaşınca
birden olanlar olur ve o efsanevi hikaye başlamış olur. Alice, kızıl kraliçeyle
ilgili eski bir meseleyi halletmek için geçmişe yolculuk yapmak zorunda
kalacaktır...
ALİCE HARİKALAR DİYARINDA: AYNANIN İÇİNDEN (2016)
2016 yapımı film diğerinin devam
filmi. Tavşan deliği Alice'e yaramıştır. Büyük maceralara atılma konusunda
epeyce cesaret kazanan Alice, büyük bir geminin kaptanı olarak dünyayı
dolaşmıştır. O artık kendi kararlarını alabilen olgun kişilikli bir genç kadın
olmuştur. Yine bir gün Alice kendi özel meseleleriyle uğraşırken aynanın diğer
tarafından bir sinyal alır. Genç hanım bu kez yardım için çağrılmaktadır. Zira
Şapkacı ölmek üzeredir ve O'na Alice'ten başka kimse yardım edememektedir...
KÜNYE
Her iki filmde de temel olarak aynı karakterleri görüyoruz.
Alice rolünde Mia Wasikowska, şapkacı rolünde Johnny Depp'i, Beyaz Kraliçe
rolünde Anna Hathaway'i, Kızıl Kraliçe rolünde Helena Bonham Carter vb. İlk filmin yönetmen koltuğunda ise çılgın yönetmen Tim Burton'ı görüyoruz. İkinci filmde ise yönetmen koltuğunda James Bobin oturuyor. Kendisini Puppets'ın yönetmenliğinden tanıyoruz.
YORUM
Filmin senaryoları bence yetişkinler için. Ya da dahi
çocuklar için...
Diğer taraftan işleniş, müzikler, kostümler ve efektler
çocuklar için fazla iyi. Bu kadar emeğe değer miydi bilemiyorum. Ama Tim Burton
sever. Onu da biliyoruz yani...
Filmlerin kötü yanı bence şu. Alice'in özel hayatına fazlaca
yer veriliyor. Belki de Alice tavşan deliğinde yada aynanın diğer tarafında
daha uzun süre kalsa daha iyi olurdu. Böylece Şapkacıyla, Beyaz Kraliçeyle ve
diğerleriyle daha fazla tanışmış olurduk.
Daha da ilginci Alice diğer tarafa gider gitmez bu tarafı
unutuyor. Alice'in hayatıyla bu tarafın hiç bağlantısı yok gibi. Gerçek
hayatına geri dönmeye çalışmıyor. Orada kalmaya da çalışmıyor. Alice diğer
taraftakileri umursuyor ve onların sorunlarını karşılıksız çözmeye çalışıyor.
Ama diğer taraftakiler Alice'i tanımıyorlar bile. Sen nasılsın bile demiyorlar.
Alice'i sadece seviyorlar. Yani aslında bayağı benciller. Ne ilginç değil mi?
Bu sebeple yarım kalan bir şeyler var. Ama bu boşluğu
çocuklar görmez; göremez. O yüzden diyorum ya zaten. Ne çocuk filmi; ne de etişkin
filmi. Arada derede bir şey işte. Eğer daha önce “Tale of Tales, Muhteşem ve
Kudretli Oz” gibi filmleri izleyip beğendiyseniz; bunu da beğenirsiniz.
Hayata İyi Seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder