19 Ekim 2012 Cuma

"Ip Man" izlemeyeni Dövüyorlar mı???

Hiç beğeni oranları %80'i geçen karate filmi olur mu? Olur. Nasıl olur? Film aynı zamanda bir tarih filmi olursa, gerçekten yaşanmış bir hayat hikayesini anlatıyorsa, hele bir de bu hikaye "Bruce Lee"nin hocası olan "Ip Man"ın hikayesi ise olur.

2008 yapımı "Ip Man", (okunuşu "yip man" şeklinde) izlediğim en iyi filmlerden biriydi. Hikaye Çin'de geçiyor. Her köşe başında bir dövüş sanatı okulunun açıldığı bir dönemde, sessiz ama yetenekli dövüş ustası Ipman'ın açtığı okulu kabullenmek istemeyen diğer dövüş ustalarının Ip Man'a meydan okumalarını izliyoruz. Bu da yetmiyormuş gibi bir çocuk babası olan Ip Man, bir de karısının kendisine manevi olarak destek olmamasından ötürü mağdur durumdadır. Ancak ustamız, ailesinin geçimini sağlamak zorunda olan biridir ve "sakin atın çiftesi pek olur" hesabı, önündeki taşları tek tek temizleme kararı almak zorunda kalır.

Donnie Yen'in canlandırdığı bu onurlu adamın çok tutmuş öyküsü elbette filmin ikincisinin de çekilmesini sağladı. Gerçi ben, ticari olduğunu düşündüğüm bu ikinci filmleri izlemem. Ama bu filmin ikincisi olan "Ip Man 2" de çok iyiydi. Bu kez Ip Man, tüm dövüş okullarının 2. Dünya Savaşında çıkan ekonomik krizler yüzünden kapanması sonucu, bir maden ocağında çalışmaya başlar. Japon istilacıların denetiminde olan bu ocakta Çinli işçilere hiç merhamet gösterilmemektedir. Hatta işçiler adeta Japon subayların hedef tahtası konumuna düşmüş durumdalardır. Ip Man'ın çok sevdiği bir arkadaşı, bir Japon subay tarafından keyfi öldürülünce, dananın kuyruğu kopar, ve Ip Man Japonlara bunun hesabını sorma kararı alır.

Ben her iki filmi de çok beğendim. Köşeye sıkışan bir adamın neler yapabileceğini bir kez daha gördüm. Siz de izleyin. Efendiliği ve karizmayı bozmadan yiğitlik yapmak nasıl bir şeymiş, görün.

Hayata İyi Seyirler...   

Hiç yorum yok: