Bayramın 3. gününde yine dini içerikli bir filmi inceleyelim. Ancak bu kez başrol oyuncusu bir kadın değil, bir erkek olsun. Hem de bu erkek oyuncu Erkan Can olsun. Güven Kıraç da ona yardım etsin. Sanırım 2006 yapımı "Takva" adlı film, bu konsepte çok uygun.
"Takva"da gerçekten takva sahibi bir müslümanın hayatını izliyoruz. Filmimiz şöyle: Baba yadigarı fakirhanesinde kendi halinde, sessiz sakin bir hayat süren Muharrem, gündüzleri çalışıp geceleri düzenli olarak bağlı bulunduğu dergahına gitmektedir. Muharrem, orada diğer cemaat ehliyle beraber ibadet etmekte, zikirlerini çekmekte ve dini vecibelerini yerine getirmektedir. Bir gün, dergah tarafından kendisine önemli bir görev verilir. Dürüstlük ve takva sahibi Muharrem, artık dergahın maliye işlerine bakacaktır. Kendisi bu sorumluluğun ne kadar büyük olduğunun farkındadır, fakat işi reddemez ve göreve başlar. Başlarda herşey yolunda gidecektir. Ancak zaman içerisinde Muharrem, mali işlerin son derece çetrefilli bir iş olduğunu farkeder. Durumu kurtarmak için de gereksiz yere inisiyatifler ve yanlış kararlar almaya başlar. Ayrıca, o güne kadar bekar bir hayat yaşayan ve kadınlardan hep uzak duran Muharrem, sürekli olarak karşılaştığı hoş bir genç kadına karşı korkunç bir cinsel istek duymaya ve o kadını rüyalarından atamamaya başlar. Kafası karışan Muharrem, artık takvadan uzaklaşmış, adeta dejenere olmuştur.
Ayrıca, filmin kısa özetinde yazamadığım, ama aslında çok beğendiğim bir sahne var. Dergahın önde gelenlerinin, Muharrem'e o zorlu görevin verilip verilmemesi konusunda yaptıkları konuşmalar çok güzel. İlim sahibi bir adamla ilim sahibi olmayan bir adamın, elinde hiçbir şeyi olmayan bir adamla, elinde birkaç şey olan adamın farkı orada ortaya çıkıyor.
En iyisi ben yazmayayım, ama siz izleyin. Pek çok yurtdışı festivalinde türlü türlü ödüller almış olan bu filmi, zihinsel arşivinize atın.
Kurban Bayramınız tekrar kutlu olsun.
Hayata İyi Seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder