Ölümden sonra hayat, gidip geri gelmek, gaybten haberler almak, vb pek çok kişi tarafından merak edilen şeylerdir. Bu tür merakları suistimal eden binlerce insan
görebilirsiniz. Ama karşınıza ya gerçekten de ölülerle
konuşabilen biri çıkarsa ne yaparsınız?
2010 yapımı “Öteki Dünya”
(Hereafter) adlı film, bize üç ayrı insanın hikayesinin
anlatıldığı fantastik bir hikaye sunuyor. Filmimize bir bakalım.
1)Marie, bir iş gezisi için gittiği egzotik bir ülkede alışveriş
yaparken korkunç bir tsunaminin ardından son anda ölmekten
kurtarılmış gazeteci bir kadındır.
2)Marcus, alkolik bir annenin
ikiz çocuklarından biridir. Talihsiz bir kaza sonucu ikizini
kaybeden küçük Marcus, rahmetli kardeşinden bir haber almak
umuduyla medyumları gezmeye başlar.
3) George ise ölülerle
konuşabilen eski ve içe kapanık bir medyumdur. Medyumluğu
bırakmıştır, çünkü başkalarının hayatlarını izlemekten
kendi hayatını yaşayamaz olmuştur. Kendine yeni bir hobi edinmeye
çalışan George, aşçılık kursunda tanıştığı kızın
(George'un medyum olduğunu anladıktan sonra) kendini terketmesinden
sonra yine içe kapanır.
Bu üç manik depresif insanın hayatı,
tuhaf bir şekilde kesişecektir.
Filmin başındaki Tsunami sahnesi
muhteşem. O kadar ki filme “En İyi Görsel Efekt Dalında Oscar”
hediye etti. Ancak başlangıcı bu denli muhteşem olan bir filmin
devamı, fazlasıyla sıradan ve durağan. Hatta bazen sıkılıp
ileri sarabiliyorsunuz. Neyse ki filmin sonu güzel. Yine de sonunu
anlayabilmeniz için, Medyum George'lu sahnelerin hepsini izlemeniz
gerekiyor.
Filmde Medyum George'u Matt Damon
oynuyor ki ben bu rolü beyefendiye pek yakıştıramadım. Zaten
tsunami sahneleri olmasaydı, bir de o rolü Matt Damon değil de
tanınmamış bir aktör oynamış olsaydı film, tam bir festival
filmine dönerdi. Filmin yönetmeni ise kim olsa beğenirsiniz: Clint
EastWood.
Ben filmi pek tavsiye edemiyorum.
Sadece girişteki 10 dakikasını izleyin kapatın derim, ama yine de
siz bilirsiniz.
Hayata İyi Seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder