Biz Müslüman alemini hiç mi hiç ilgilendirmeyen, ama Hıristyan aleminin en önemli olaylarından biri olan "Papalık Seçimi" ile ilgili bir film yapılmış. Hem de başarılı İtalyan oyuncu ve yönetmen olan Nanni Moretti tarafından. Üstelik film pek çok festivalde gösterilmiş ve festivallerin en çok ilgi gören filmi olmuş.
2011 yapımı "Habemus Papam" (We Have A Pope! Bir Papamız Var!) adlı filme bir bakalım. Katolik Dünyasının tüm kardinalleri Vatikan'da toplanmıştır. Amaç, yeni Papa'nın kim olacağını belirlemektir. Uzun süren oylamalar sonucu Kardinal Melville yeni Papa olarak seçilir ve beyaz duman yakılmak suretiyle halka duyurulur. Yeni Papa Melville giydirilir, kuşatılır, St Peter's Meydanında yapacağı balkon konuşması için hazırlanır. Tüm Hristyan aleminin gözü o balkona çevrilmiştir. Ancak bu ruhanii liderlik görevinin ağırlığını kaldıramayan Melville şoka girer ve balkona çıkamadan çığlıklar atarak oradan kaçar. Diğer kardinaller neye uğradıklarını şaşırmışlardır. Daha da kötüsü, basına ve meydanda birikmiş kalabalığa ne söyleyeceklerdir? Kendini odasına kapatan Melville için önce ülkenin en iyi profesörleri getirilir. Ancak Melville'de ciddi bir sağlık sorunu teşhis edilmemiştir. İkinci bir hamle olarak gizlice bir psikologa götürülür. İşte Melville'in kendini keşfetmesi bu terapiler esnasında başlayacaktır.
Papalık seçimlerini çok alternatif bir yaklaşımla gözler önüne seren film gerçekten çok trajikomik. Aynı zamanda çok ihtişamlı. Her zaman dua eden, ilahi okuyan ve birilerini kutsayan din adamları olarak gördüğümüz kardinallerin de aslında birer insan olduklarını gösteren değişik bir film.
Halifeliği çoktan kaldırmış ve ruhban sınıfı diye bir aracı kurumu zaten kabul etmemiş olan bizler için uzak bir film. Ama yine de eğlenceli sayılır. Merakınız varsa, izleyin. Yoksa başka filmler aramaya devam edin.
Hayata İyi Seyirler...
2011 yapımı "Habemus Papam" (We Have A Pope! Bir Papamız Var!) adlı filme bir bakalım. Katolik Dünyasının tüm kardinalleri Vatikan'da toplanmıştır. Amaç, yeni Papa'nın kim olacağını belirlemektir. Uzun süren oylamalar sonucu Kardinal Melville yeni Papa olarak seçilir ve beyaz duman yakılmak suretiyle halka duyurulur. Yeni Papa Melville giydirilir, kuşatılır, St Peter's Meydanında yapacağı balkon konuşması için hazırlanır. Tüm Hristyan aleminin gözü o balkona çevrilmiştir. Ancak bu ruhanii liderlik görevinin ağırlığını kaldıramayan Melville şoka girer ve balkona çıkamadan çığlıklar atarak oradan kaçar. Diğer kardinaller neye uğradıklarını şaşırmışlardır. Daha da kötüsü, basına ve meydanda birikmiş kalabalığa ne söyleyeceklerdir? Kendini odasına kapatan Melville için önce ülkenin en iyi profesörleri getirilir. Ancak Melville'de ciddi bir sağlık sorunu teşhis edilmemiştir. İkinci bir hamle olarak gizlice bir psikologa götürülür. İşte Melville'in kendini keşfetmesi bu terapiler esnasında başlayacaktır.
Papalık seçimlerini çok alternatif bir yaklaşımla gözler önüne seren film gerçekten çok trajikomik. Aynı zamanda çok ihtişamlı. Her zaman dua eden, ilahi okuyan ve birilerini kutsayan din adamları olarak gördüğümüz kardinallerin de aslında birer insan olduklarını gösteren değişik bir film.
Halifeliği çoktan kaldırmış ve ruhban sınıfı diye bir aracı kurumu zaten kabul etmemiş olan bizler için uzak bir film. Ama yine de eğlenceli sayılır. Merakınız varsa, izleyin. Yoksa başka filmler aramaya devam edin.
Hayata İyi Seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder