15 Nisan 2013 Pazartesi

"Anlat Bakalım" "Anlatamadım Mı?"


“Hollywood'un en komik filmi hangisidir?” diye sorsam, 50 çeşit film ismi sayarsınız. Ama “Hangisi ince espirilerle dolu?” diye sorsam, seçenekler hemen azalır. Ben kendi fikrimi söyleyeyim. Bence Hollywood'un en ince espirileri (Forrest Gump'tan sonra) “Anlat Bakalım” ve “Anlatamadım Mı?” serisinde. Gelin bu iki dahiyane filme bir göz atalım.

1999 yapımı “Anlat Bakalım” (Analyze This) adlı filmde Doktor Ben Sobel (Billy Crystal), ünlü ve saygıdeğer bir psikiyatri uzmanının oğlu olarak her zaman babasının gölgesinde kalmış ezik bir psikiyatri uzmanıdır. Bu eziklik, onun kariyerini de, özel hayatını da, sosyal hayatını da hep olumsuz yönde etkilemiştir. Paul Witty (Robert De Niro) ise yeraltı dünyasının en azılı mafya babalarından biridir. Baba yadigarı mesleği sayesinde (tabi mafya babalığını meslek olarak görürseniz) çekirdekten yetişme bir vahşiliğe sahiptir. Gözünü kırpmadan adam öldürebilmekte Ya da türlü türlü işkenceleri soğukkanlılıkla izleyebilmektedir. Ancak Paul Witty hayatının en zor günlerini yaşamaktadır. Zira gece uyuyamaya, kadınlarla birlikte olamamaya ve adam öldürememeye başlamıştır. Bu sebeple adamları, patronları için bir “deli doktoru” (elbetteki bizim Ben Sobel) bulur ve Paul seanslara başlar. Daha ilk seansta doktorundaki dehayı farkeden Paul Witty, Ben'in bağımlısı olur. Ancak bu bağımlılık Ben'in hayatını cehenneme çevirecektir.
Bilenler bilirler, bu film çok tuttu. Sonra da elbette ki ikincisi çekildi. Hadi bir de ona bakalım.

2002 yapımı “Anlatamadım Mı?” (Analyze That) adlı film, birincisinin kaldığı yerden devam eder. Paul Witty, yapılan bir baskın sonucu polis tarafından yakalanmış ve kodese tıkılmıştır. Ancak büyük sorunla karşıyadır. Çünkü tıkıldığı delikte karşı mafya tarafından öldürülmesi an meselesidir. Tam da psikolojisini yeni toparlamış olan azılı mafya babası, yine manyaklaşır. Ne yapacağını bilemeyen hapishane yönetimi uzman Psikiyatr ...'ın danışmanlığına başvurur. Ben, Paul Witty'ye türlü türlü testler yapar ve mahkumun durumunu onaylar. Savcılık ise radikal bir karar alır ve Paul'ü, Ben'in nezaretinde hapisten çıkarır. Ve böylece Paul Witty, ikinci kez Ben'in yakasına yapışır.
Birincisi kadar temiz ve net olmasa da ikinci film de dena değil. Özellikle ilk bir saati çok çok güzel. Sonrası biraz saçma ve sıkıcı.
Ama her iki filmdeki ince espiriler, kostümler, özellikle oyunculuklar mükemmel ötesi. Düşük reytinglerine aldanmayın, mutlaka izleyin. İzlediyseniz bile, yine izleyin. Pişman olmazsınız.
Hayata İyi Seyirler...

Hiç yorum yok: