Yeni nesil Hint filmlerinin çok iyi olduğu söyleniyordu. Geçenlerde "amaaan, Hint filmi mi izleyeceğiz yani?" diyerek izlediğim "3 İdiot"tan sonra fikrim değişti. O gün bugündür "e izleyelim bari" diyerek başladığım bütün Hint filmlerinden büyük zevk aldım. İşte bir tanesi daha.
2010 yapımı (My Name Is Khan) "Benim Adım Khan"a bir bakalım. Müslüman bir Hintli olan Khan, doğuştan Asperger sendromlu tuhaf bir adamdır. (Bu arada Asperger sendromu otizmin bir çeşidiymiş. Yani zeka sorunu yok, sosyalleşme ve odaklanma sorunu var.) Khan, daha çocukken annesinin öğrettiği "iyi insan kötü insan" farkını çok iyi anlamış ve iyi insan olmayı seçmiştir. Khan, annesi ölünce Amerika'daki kardeşinin yanına yerleşir ve bir iş bulur. İş esnasında tanıştığı, bir çocuk annesi kuaför kadın Mandira'ya aşık olur. İnatçı Khan, binbir çaba sonrası Hindu kadını evliliğe ikna eder. Önceleri herşey iyi gider. Ancak ne zaman ki 11 Eylül saldırıları gerçekleşir ve bütün Müslümanlar terörist damgası yer; işte o zaman hayat tepe taklak gitmeye başlar. Khan ve Mandira en büyük darbeyi, Mandira'nın biricik oğlunun öldürülmesiyle alırlar. Çünkü çocuğun öldürülme sebebi soyadının Khan olmasıdır. Mandira bu acıya dayanamaz ve Khan'dan ayrılma kararı alır. Ancak Khan'ın Mandira'yı bırakmaya niyeti yoktur. Khan, hiç suçu olmadığı halde kendini affettirmek zorunda kalır. Bununsa tek yolu Amerikan Başkanıyla görüşmek ve aslında terörist olmadıklarını tüm dünyaya duyurmaya çalışmak olacaktır.
Filmde tanıdık isim yok. O yüzden künyeyle çok uğraşmayalım. Ama reytingleri çok yüksek. Tek kabahati fazla sürükleyici olmaması. Ayrıca İslamiyet'in yaşanması ve anlaşılması ile ilgili bırakın Hıristyan ülkeleri Müslüman ülkelerde bile sıkıntı varken böyle bir filmin çekilesi çok normal. Hatta gecikti bile. Ha bir de Mahsun Kırmızıgül el atmıştı bu konuya Allah razı olsun "New York'ta Beş Minare" filmiyle; o kadar.
Mutlaka izleyin diyorum.
Hayata İyi Seyirler...
2010 yapımı (My Name Is Khan) "Benim Adım Khan"a bir bakalım. Müslüman bir Hintli olan Khan, doğuştan Asperger sendromlu tuhaf bir adamdır. (Bu arada Asperger sendromu otizmin bir çeşidiymiş. Yani zeka sorunu yok, sosyalleşme ve odaklanma sorunu var.) Khan, daha çocukken annesinin öğrettiği "iyi insan kötü insan" farkını çok iyi anlamış ve iyi insan olmayı seçmiştir. Khan, annesi ölünce Amerika'daki kardeşinin yanına yerleşir ve bir iş bulur. İş esnasında tanıştığı, bir çocuk annesi kuaför kadın Mandira'ya aşık olur. İnatçı Khan, binbir çaba sonrası Hindu kadını evliliğe ikna eder. Önceleri herşey iyi gider. Ancak ne zaman ki 11 Eylül saldırıları gerçekleşir ve bütün Müslümanlar terörist damgası yer; işte o zaman hayat tepe taklak gitmeye başlar. Khan ve Mandira en büyük darbeyi, Mandira'nın biricik oğlunun öldürülmesiyle alırlar. Çünkü çocuğun öldürülme sebebi soyadının Khan olmasıdır. Mandira bu acıya dayanamaz ve Khan'dan ayrılma kararı alır. Ancak Khan'ın Mandira'yı bırakmaya niyeti yoktur. Khan, hiç suçu olmadığı halde kendini affettirmek zorunda kalır. Bununsa tek yolu Amerikan Başkanıyla görüşmek ve aslında terörist olmadıklarını tüm dünyaya duyurmaya çalışmak olacaktır.
Filmde tanıdık isim yok. O yüzden künyeyle çok uğraşmayalım. Ama reytingleri çok yüksek. Tek kabahati fazla sürükleyici olmaması. Ayrıca İslamiyet'in yaşanması ve anlaşılması ile ilgili bırakın Hıristyan ülkeleri Müslüman ülkelerde bile sıkıntı varken böyle bir filmin çekilesi çok normal. Hatta gecikti bile. Ha bir de Mahsun Kırmızıgül el atmıştı bu konuya Allah razı olsun "New York'ta Beş Minare" filmiyle; o kadar.
Mutlaka izleyin diyorum.
Hayata İyi Seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder