17 Eylül 2013 Salı

"Atlas Silkindi" Küresel Ekonomileri İnceleyen İlginç Bir Film...

Evimizin kütüphane büyüklüğündeki kitaplığında (eşim ve babam sağolsunlar!) bir kitap serisi vardır: Atlas Vazgeçti. Yıllardır okuyayım derim, bir türlü elim gitmez. Dün sinema kanallarında kitabın filmine rastlayınca biraz kolaya kaçmaya karar verdim ve kitapları okumaktansa filmleri izleyeyim dedim. Mübarek kanal iki filmi üst üste yayınladı. İzle izle bitmedi. Gelin size az biraz hikayeden bahsedeyim.

2011 yapımı “Atlas Silkindi” (Atlas Shrugged) ve 2013 yapımı "Atlas Silkindi: Bölüm 2" (Atlas Shrugged: Strike Part II) 2016'da geçmektedir. (Kitaplarda geçmiş zamanda geçiyormuş, o ayrı mesele.) Hikayeye göre dünya, küresel ekonomik krizle pençeleşmektedir. Vahşi kapitalizm yüzünden zengin daha da zenginleşmiş, fakir daha da fakirleşmiştir. Ekonomiyi yönetenler -özellikle siyasiler- paranın tekelde toplanmasını engellemek için türlü entrikalara başvurmuşlar; çoğunda da başarılı olmuşlardır. Ancak Henry Rearden adlı iş adamı bu oyunlara gelmemiş ve metal sektöründeki rekabete izin vermemiştir. Diğer taraftan makine sanayi şirketi CEO'su olan genç ve hırslı Bayan Taggart şirketinin batmakta olduğunun farkındadır. Şirketini iflastan kurtarmak içinse büyük bir hamle yapmak zorundadır. Bay Rearden ve Bayan Taggart'ın bu durumların altından kalkabilmelerinin tek yolu işbirliği yapmaları olacaktır. Bay Rearden ve Bayan Taggart, Colorado'nun en güvenli demiryolu ağını örecekler ve en güçlü demiryolu şirketi olacaklardır. Ancak kurtuluşa giden bu yolun ne derece zorlu ve gizemli olduğunu çok sonra fark edeceklerdir.

Filmde hiç ünlü oyuncu yok. Sanırsınız ki bir Hollywood filmi değil, bir Norveç filmi izliyorsunuz. Çok kötü bir film olmamasına rağmen reytingleri oldukça düşük.

Filmi takip etmek hiç kolay değil. Anlamak için türev-integral dinler gibi dikkatli dinlemek gerekiyor. Konusunu anlamak bile 30 dakikayı buluyor. Ama tabi bunda 3 kitaptan ve 2 filmden oluşmasının etkisi büyük.
 
Ama yönetmeni suçlayamayacağım çünkü konu çok ağır. Zaten filmin yönetmeni Paul Johansson aynı zamanda John Q.'nun da yönetmeni ki John Q.'da da Amerikan sağlık sistemi tüm yönleriyle gözler önüne serilmişti. Sizin anlayacağınız, beyefendi seviyor böyle her açıdan bakmayı.

Ama filmde kapitalizmin, sendikalaşmanın, sosyalizmin, komünizmin, monarşinin ve oligarşinin hemen hemen her yönüne değiniliyor. Çünkü bu sistemlerin hepsine farklı insanların gözlerinden bakılıyor. Kişilerin bakış açılarını gözleyince hepsine hak veriyorsunuz. (Gerçi bu durumlar kitaplarda daha yoğun ve daha güzel anlatılıyormuş, o kadarını bilemeyeceğim. Merak ediyorsanız, okuyun.)
Velhasıl kelam; dünya ekonomisi temalı ender bir çalışma olması sebebiyle farklı bir film olmuş.
İzleyelim mi? İşadamıysanız yada olmak üzereyseniz, mutlaka izlemelisiniz. Maaşlı çalışansanız, boşuna zaman harcamayın; derim ben.
Hayata İyi Seyirler...
 
P.S. Serinin 3. filmi 2014'te yayınlanacak. İlk ikisine katlanabilirseniz üçüncüyü de bekleyin derim. 

Hiç yorum yok: