21 Ocak 2014 Salı

"Ev Erkeği" Ya Böyle Olsalardı...


Hafta sonunu hasta geçirdim. Hem de bütün hafta sonunu. Yani bildiğiniz gibi değil. Sağ olsun eşim hem annelik yaptı bize, hem babalık. Ben de yataktan çıkamadığım bu iki koca gün boyunca tam dört film izledim. İkisi önceden de izlediğim “Oyuncak Hikayesi 3” ve “Taşıyıcı 2”. Diğer ikisi... Hadi o diğer ikisinden ilkine bir bakalım.



Özet

2011 yapımı “Ev Erkeği” (Jeff, WHO Lives At Home) adlı film bir festival filmi. Hikayeye göre Jeff, 30 yaşına gelmiş olmasına rağmen annesiyle yaşayan ve evden dışarı çıkmayan içe kapanık bir gençtir. Mal-mülk-para gibi kavramların onun için hiç bir önemi yoktur. O sadece makro kozmik evrenin değerlerine ehemmiyet vermektedir. Hayatında annesinin dışında bir de abisi vardır. Abisi Pat ise Jeff'e göre taban tabana zıttır. Abisi için hayattaki en değerli şeyler, en pahalı şeylerdir. Porsche'si gibi. Bir gün anneleri Sharon, abi Pat'e telefon eder ve kardeşine göz kulak olmasını söyler. Abi  bu durumdan hiç memnun olmaz zira kardeşiyle aralarındaki bir uçurumdan o da rahatsızdır. Yine de istemeyerek de olsa annesinin ricasını kabul eder. İşte bu göz kulak olma süreci; anne de dahil hepsi için yepyeni hayatın başlangıcı olacaktır.



Künye

Filmde anneyi Susan Sarandon oynuyor. Abiyi ve kardeşi ise Ed Helmes ve Jason Segel canlandırıyorlar.



Yorum

Filmin festival filmi olduğunu söylemiştim. Sonlara doğru neden festival filmi olduğunu anladım zaten. Çünkü filmin son 20 dakikasında en gıcık olduğum gelişmelerden biri oldu. (Gerçi Susan Sarandon'dan bekliyordum böyle bir şey. Kadının normal rolde oynadığı film yok.) Yani filmi izleyelim mi? Hayır. Beğenemedim işte. Eminim siz de izleseniz, siz de beğenmezsiniz. Yine de siz bilirsiniz.



Hayata İyi Seyirler...

Hiç yorum yok: