Üniversitede okurken herkesin bucak bucak kaçtığı bir hoca vardı. "Ayla Balcı". Hiç yoklama almazdı ama en kalabalık sınıflar onun dersleri olurdu. Hiç renkli giyinmezdi ama en tarz o giyinirdi. Hiç durmadan ders anlatırdı ama öğrenciye de en çok söz hakkını o verirdi. Bence eğitim fakültesinin en muhteşem hocası O'ydu. Hanımefendiden üç ders alma fırsatım oldu. Hepsi de en düşük aldığım derslerdi ama en çok şey öğrendiğim derslerdi. Kendisinden Allah bin kere razı olsun.
Peki bu kadar şeyi niye anlattım? Şundan anlattım: Ayla Hoca'nın dersinin vizesinden sınıf olarak çaktık. Yanlış anlaşılmasın çalışmadığımızdan değil. Bilakis en çok çalıştığımız dersti ama Ayla Hoca'nın istediği biliş düzeyine bir türlü erişemiyorduk. O da halimize acıdı ve bize bir kitap ismi söyledi. "Filanca tarihe kadar her bu kitabı okusun; bu kitaptan kurtarma sınavı olacaksınız" dedi. Hemen kitaplar alındı; okundu, incelendi, tartışıldı. Analizler, sentezler havalarda uçuştu. Ve nihayet sınava girilip çıkıldı. Sonuç: Çakan çaktı; çalışan geçti. Çok şükür geçenlerden biri de bendim.
Ve o kitabı hiç unutmadım. 100 sayfalık bir kısa öykü. 100 sayfalık kısa öykü olur mu demeyin, olur. Literatüre bakıldığında bir kısa öyküde olması gereken tüm vasıflara sahip ve çok başarılı bir kısa öykü. Ve o kısa öykü nihayet birilerinin nihayet bazı yapımcıların dikkatini çekmiş ve başarılı kitap filme aktarılmış. Gelin şu filme bir bakalım:
Özet
2014 yapımı "Seçilmiş" "The Giver" adlı film bilim kurgu türünde. Hikayeye göre insanlık kusursuz bir topluluğa dönüşmüştür. Hastalıklardan ölüm oranı % 0'dır. Boşanma oranları ve işsizlik % 0'dır. Mutluluk ve huzur oranları ise % 100'dür. Kimin kaç yaşında ne giyeceğine ve ya kimin kimle evleneceğine veya kimin hangi mesleği seçeceğine bile İhtiyar Heyeti karar vermektedir. Ve daha da önemlisi İhtiyar Heyeti hiç yanılmaz. Bu toplulukta yaşayan Jonas adlı genç çocuk ve arkadaşları, artık büyümüşlerdir ve kendilerine atanacak olan meslekleri öğrenme yaşları gelmiştir. Ancak herkes doktor, öğretmen, pilot gibi klasik mesleklere atanırken Jonas'ın adı "Seçilmiş Kişi" olarak ilan edilir. Jonas görevinin ne olduğunu bilmemektedir ama öğrendiğinde hayatı alt üst olacaktır.
Künye
Filmde Jonas'ın hocası olan diğer "Seçilmiş Kişi"yi Jeff Bridges oynuyor. Bu kısa öykünün yazarı Lois Lawry adlı muhteşem hanımefendi. Filmin yönetmeni ise "Ajan Salt"un da yönetmeni olan Phillip Noyce.
Yorum
1) Ne yazık ki kitaptaki çok önemli bazı şeyler filme aktarılmamış. Bu da senaryoyu zayıflatıyor. Filmi sıradanlaştırıyor. O yüzden kitabı da okumanızı tavsiye ediyorum. (Ben de anlatırım ama şimdi sürprizi kaçmasın; soranlara maille cevap vereyim.)
2) Kitapta -bir kısa öykü geleneği olarak- hikayenin sonu belli değil; okuyucunun yorumuna bırakılıyor ama filmde bir son var.
3) Kitap 1993'te yazılmış. Yani son zamanlarda izlediğimiz "Divergent" gibi, "Oblivion" gibi, "Cezalandırıcı" gibi "Equilibrum" gibi pek çok filmin ata babası. O yüzden izlerken bunun aslında "ilk hikaye" olduğunu unutmadan izleyin.
4) Ve daha da önemlisi mutlaka izleyin.
Hayata İyi Seyirler...
P.S. Ayla Hocaya Selamlar...
Peki bu kadar şeyi niye anlattım? Şundan anlattım: Ayla Hoca'nın dersinin vizesinden sınıf olarak çaktık. Yanlış anlaşılmasın çalışmadığımızdan değil. Bilakis en çok çalıştığımız dersti ama Ayla Hoca'nın istediği biliş düzeyine bir türlü erişemiyorduk. O da halimize acıdı ve bize bir kitap ismi söyledi. "Filanca tarihe kadar her bu kitabı okusun; bu kitaptan kurtarma sınavı olacaksınız" dedi. Hemen kitaplar alındı; okundu, incelendi, tartışıldı. Analizler, sentezler havalarda uçuştu. Ve nihayet sınava girilip çıkıldı. Sonuç: Çakan çaktı; çalışan geçti. Çok şükür geçenlerden biri de bendim.
Ve o kitabı hiç unutmadım. 100 sayfalık bir kısa öykü. 100 sayfalık kısa öykü olur mu demeyin, olur. Literatüre bakıldığında bir kısa öyküde olması gereken tüm vasıflara sahip ve çok başarılı bir kısa öykü. Ve o kısa öykü nihayet birilerinin nihayet bazı yapımcıların dikkatini çekmiş ve başarılı kitap filme aktarılmış. Gelin şu filme bir bakalım:
Özet
2014 yapımı "Seçilmiş" "The Giver" adlı film bilim kurgu türünde. Hikayeye göre insanlık kusursuz bir topluluğa dönüşmüştür. Hastalıklardan ölüm oranı % 0'dır. Boşanma oranları ve işsizlik % 0'dır. Mutluluk ve huzur oranları ise % 100'dür. Kimin kaç yaşında ne giyeceğine ve ya kimin kimle evleneceğine veya kimin hangi mesleği seçeceğine bile İhtiyar Heyeti karar vermektedir. Ve daha da önemlisi İhtiyar Heyeti hiç yanılmaz. Bu toplulukta yaşayan Jonas adlı genç çocuk ve arkadaşları, artık büyümüşlerdir ve kendilerine atanacak olan meslekleri öğrenme yaşları gelmiştir. Ancak herkes doktor, öğretmen, pilot gibi klasik mesleklere atanırken Jonas'ın adı "Seçilmiş Kişi" olarak ilan edilir. Jonas görevinin ne olduğunu bilmemektedir ama öğrendiğinde hayatı alt üst olacaktır.
Künye
Filmde Jonas'ın hocası olan diğer "Seçilmiş Kişi"yi Jeff Bridges oynuyor. Bu kısa öykünün yazarı Lois Lawry adlı muhteşem hanımefendi. Filmin yönetmeni ise "Ajan Salt"un da yönetmeni olan Phillip Noyce.
Yorum
1) Ne yazık ki kitaptaki çok önemli bazı şeyler filme aktarılmamış. Bu da senaryoyu zayıflatıyor. Filmi sıradanlaştırıyor. O yüzden kitabı da okumanızı tavsiye ediyorum. (Ben de anlatırım ama şimdi sürprizi kaçmasın; soranlara maille cevap vereyim.)
2) Kitapta -bir kısa öykü geleneği olarak- hikayenin sonu belli değil; okuyucunun yorumuna bırakılıyor ama filmde bir son var.
3) Kitap 1993'te yazılmış. Yani son zamanlarda izlediğimiz "Divergent" gibi, "Oblivion" gibi, "Cezalandırıcı" gibi "Equilibrum" gibi pek çok filmin ata babası. O yüzden izlerken bunun aslında "ilk hikaye" olduğunu unutmadan izleyin.
4) Ve daha da önemlisi mutlaka izleyin.
Hayata İyi Seyirler...
P.S. Ayla Hocaya Selamlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder