“Perşembe öğleden sonram boş!”
Çalışan biri için ne kadar güzel bir cümle değil mi? Saat
17.00'ye kadar istediğim herşeyi yapabilirim. Herrrşeyi... Ve
benim en sık yaptığım şey; kendime vakit ayırmak oluyor. Eh
benim için kendine zaman ayırmak demek, sinemaya gitmek demektir.
Ben de öyle yapıyorum. En son geçen hafta önce Deadpool'a gittim.
Gerçi artık herkes izledi ama bahsetmezsem olmaz; içimde kalır.
2016yapımı “Deadpool”
fantastik bilim kurgu karması bir film. Hikayeye göre Wade eski bir
askerdir. Kahraman olmak istediği için askeriyeye girmiştir ama o
işin kendine göre olmadığını anlayınca askeriyeden
ayrılmıştır. Askeriyeden aldığı eğitimi ise el alemin pis
işlerini halletmek için kullanır. Tabi belli bir para
karşılığında. Wade'in güzel de bir sevgilisi vardır. Gel zaman
git zaman, hayat Wade'e güzelken, birden işler değişir. Wade
kanser olduğunu ve çok yakında öleceğini öğrenir. Wade için
hayat bir anda anlamını yitirir. Ta ki adamın birinin elinde bir
kartvizitle gelip Wade'e sıradışı bir tedavi yöntemi teklif
etmesine kadar...
Ryan Reynolds |
Künye
Filmde Wade'i yani Deadpool'u benim
ilk kez severek izlediğim bir oyuncu oynuyor: Ryan Reynalds. Gerisi
çok da önemli değil. Filmin bir uyarlama olduğunu söylemeye de
gerek yok herhalde.
Yorum
- Filmin çok küfürlü olduğu söyleniyor. Evet doğru. Ama herhangi bir Amerikan filminden daha küfürlü değil. Ha Türkçe dublajı da çok küfürlüydü. İşte ona alışık değiliz. Yer yer kulaklarımı tıkadım ve “iyi ki tek başına gelmişim” dediğim oldu.
- Filmde bol miktarda cinsel içerikli espri var. Ama Deadpool öyledir. Az bile :)))
- Çizgi romanlardaki Deadpool çok iyi aktarılmış. Oldukça iyi bir film.
- Kadınların seveceği türden bir film değil. Ergenuslar içinse biçilmiş kaftan.
- Böyle bir filmi tavsiye edecek değilim tabi. Ama izleyeceğinize de adım gibi eminim. İzleyin. Görün gününüzü :)))
Hayata İyi Seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder