7 Kasım 2016 Pazartesi

"Sessiz Amerikalı" Vietnam Savaşı Nasıl Başladı???

Bundan bir kaç sene önce Vietnam Savaşının nasıl çıktığına takmıştım kafayı. ABD'nin neye dayanarak Allah'ın Vietnam'ına saldırdığını merak etmiştim. Ama onca araştırmaya rağmen  “yılanın başı” denecek bir isme de rastlamamıştım. Meğerse öyle bir isim varmış. Vietnam Savaşının “Arabistanlı Lawrence” hikayesine bir bakalım.

the quiet american ile ilgili görsel sonucuÖZET
2002 yapımı “The Quiet American” (Sessiz Amerikalı) adlı film gerçek bir hikayeden uyarlanmış bir dram. Hikayeye göre Thomas Fowler, Vietnam'da görev yapan yaşlı bir gazetecidir. Aslen İngiliz olmasına ve yaşına rağmen Vietnam görevini  hala zevkle yapmaktadır. Bunun en önemli sebebi ise Vietnamlı metresi Phuong'dan kopmak istememesidir. Thomas'ın İngiliz karısı Thomas'tan boşanmadığı için bu aşk üçgeni uzatmalı ilişkiye döner. Gel zaman git zaman Amerikalı bir doktor, görev icabı Vietnam'a gelir. Doktor Pyle yakışıklı ve nazik biridir. Bir akşam Doktor Pyle ve Phuong birbirleriyle tanışırlar ve birbirlerinden hoşlanırlar. Bizim aşk üçgeni önce aşk karesine döner. Sonra bu aşk karesi de ayak kaydırma girişimlerine dönünce siyasi sarmal kaçınılmaz olur.

KÜNYE
Filmde yaşlı İngiliz gazeteciyi Michael Caine oynuyor. Amerikalı doktor Bay Plye'ı ise Michael Faraday canlandırıyor.

YORUM
Film eski usul bir film. Pek öyle izlemeye değecek bir film de değil. Sıkıcı ve durağan.

Verdiği mesaj dramatik. Aynı kadına aşık olan iki adamın dünyayı nasıl cehenneme çevirdiklerini anlatan ilginç bir kesit.

Gerçek hikaye olduğu iddia ediliyor ama aslı var mı yok mu bilmiyoruz tabi. Ancak söz konusu aşk hikayesinin vardığı noktanın Vietnam Savaşı olduğu düşünülünce gerçekten insan üzülmeden edemiyor. Diğer taraftan bu iki adam bu aşk savaşına girmeseydi Vietnam'da savaş çıkmayacak mıydı? Yine çıkacaktı. Sonuçta ABD, Fransız sömürgesi Vietnam'ı kafaya takmıştı. Bu aşk savaşı sadece fitili ateşleyen ateş oldu. Tıpkı Truvalı Helen'yüzünden başlayan Truva Savaşı gibi.

Özetle... Filmi izlemeye gerek yok.Yine de izlemek isterseniz; siz bilirsiniz.


Hayata İyi Seyirler...

Hiç yorum yok: