İngilizce Öğretmeniyim ben. Eğitim Fakültesinde iken bol
miktarda İngiliz Edebiyatı da gördüm tabi. Orada öğrendim zaten dönem
incelemesi nedir; yazarın hayat hikayesi nedir; karakter analizi nedir... Bazı
hikayelerin ne kadar saçma olduğuna karar vermeden önce bunların hepsini bilmek
gerekir. Diyelim ki hepsini biliyorsun: Hikayenin geçtiği dönemi inceledin.
Bunun yazarın hayatına etkilerini de inceledin. Yazarın yarattığı karakterleri
de inceledin. Hepsi tamam. Baktın hikaye hala saçma geliyor; işte o zaman
gerçekten saçmadır.
Bunları size şunun için anlattım. Daha orta okuldayken
-Kütahya Ali Güral Anadolu Lisesi mezunuyum- “Pride and Prejudice” adlı kitabı
“reading” dersinde okuduk. O zamanlar bu kitap bana çok saçma gelmişti.
Hikayede geçen beş kız kardeşin şirret bir annesi vardı ve kadına
dayanamıyordum. Kızların aşk hikayelerine ve sürekli koca peşinde koşmalarına
da bir türlü anlam veremiyordum. Ne zaman ki üniversitede Victoria Dönemini
çalıştık. İşte o zaman bu kızlarla da anneleriyle de empati kurabildim. Sonra
da hikayeyi çok sevdim.
Zira Victoria dönemi İngiltere'sinde kız çocuklarının miras
hakkı yoktur. Bir aile ne kadar zengin olursa olsun ya oğluna miras
bırakabilir; ya da evli kızına ve damadına. Bu sebeple eğer bir ailenin hiç
oğlu yoksa; kızlar bir an önce evlenmek zorundadırlar. Aksi taktirde bir saksı
toprak bile miras alamazlar. Ne berbat bir durum değil mi???
Jane Austen de burada tuhaflığı görmüş ve bu duruma
kalemiyle savaş açmıştır. Romandan uyarlanmış filmimize bir bakalım efendim...
2005 yapımı “Aşk ve Gurur” (Pride and Prejudice) adlı film
romantik trajikomedi türünde. Hikayeye göre Bennet ailesi beş kız çocuklu orta
sınıf bir ailedir. Büyük bir evleri, bir kaç dönüm arazileri ve bir kaç
hizmetçileri bile vardır. Ama yine de orta sınıf aile statüsündedirler.
Elizabeth Bennet, bu ailenin en büyük kızıdır. Evlenme yaşı gelmiştir ama
erkeksi ve sivri dilli kişiliği sebebiyle pek evlenecek gibi gözükmemektedir.
Lydia ve Jane ise daha hoş ve dişi tabiatlı olduklarından dolayı evliliğe daha
yakın gözükmektedirler. Evin annesi Bayan Bennet, kızlarının geleceğini garanti
altına almanın tek yolunun evlilik olduğunu bilmektedir. Bu sebeple kızları
süsleyip püsleyip balolara göndermektedir. Bakalım bu balolarda neler
olacaktır?
KÜNYE
Filmde pek çok ünlü isim var. Keira Knightling, Jena Melone,
Donald Sutherland ve daha pek çok isim. Filmin yönetmeni ise “Anna Karanina” ve
“Hannah” gibi pek çok ünlü filmin daha yönetmeni de olan Joe Wright. Beyefendi
genellikle aynı oyuncuyla bir kaç kez çalışmayı seviyor.
YORUM
Film çok hoş bir film. Victoria Döneminin “konuyla ilgili
kısımları” kısmen verilebilmiş. Kitaptaki kadar olamaz tabi ama yeteri kadarı
verilmiş.
Filmdeki karakterlerin hepsi çok güzel işlenmiş.
Ama en güzeli o görgüsüz anne. O kadına bayıldım. Hatta daha
filmin başında eşim “Bu filmi izleyelim mi?” diye sorduğunda “Güzel tabi
seversin. Tabi evin annesine katlanabilirsen...” demiştim. Eşim de “Niye ki?”
diye sordu haliyle. Ben de önce kadını, sonra da kadının niye öyle olduğunu
anlatınca durum anlaşıldı.
Filmi izleyin. Zira çok hoş bir romantik dram.Dönem filmi
olması sebebiyle de tarihte bir yolculuğa çıkma imkanınız oluyor. Eminim
izledikten sonra siz de bana hak vereceksiniz.
Hayata İyi Seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder