20 Kasım 2012 Salı

"Kara Şövalye Yükseliyor Mu???"

Laptop'ımı elime aldım, ellerim titriyor, nereden başlayacağımı bilemiyorum. Sanırım çocukluğuma dönsem iyi olacak.

Benim çocukluk kahramanım Batman'dir. Batman filmlerini defalarca ve defalarca izlerdim. Batman çizgi filmlerini izlerdim. Jack Nickolson'un oynadığı Joker'e ve Jim Carrey'in oynadığı Soru İşareti'ne karşı hayranlık beslerdim. Defterlerime Batman işareti çizerdim.Uyduruk “Batman ve Robin” dizilerini bile kaçırmadan takip ederdim. Ne de olsa ben bir çocuktum ve “Batman” de çocukça bir çizgi roman kahramanıydı.

Sonra ben büyüdüm. Ve neyse ki Batman de büyüdü. O basit Batman'ler gitti. Yerine dünyanın en komplike çizgi roman uyarlamaları geldi. Batman Begins, Dark Knight derken, 2012'de serinin üçüncü filmi “Dark Knight Rises” geldi. Christopher Nolan, olayı aştıkça aştı, aştıkça aştı.

Size filmin konusunu anlatmayacağım, çünkü anlatılır gibi değil. Sadece beni kendine hayran bırakan durumları değerlendireceğim. Örneğin,

  1. Bane'in kazandığı an, Kara Şövalye'nin, kendisinin 8 yıldır aranan bir suçlu olduğunu unuttuğu andır.
  2. Batman'in kaybettiği an, Alfred'in sözünü dinlemediği andır.
  3. Batman'in kazandığı an, yıllarca yetimhanelere yaptığı yardımların beklenmedik bir zamanda karşılık bulduğu andır.
  4. Batman'in kaybettiği an, düşmanın, iliklerine kadar işlediğini farketmediği andır.
  5. Gotham'ın kaybettiği an, tüm polislerin yeraltına indiği sırada, Bane'in çoktan yeryüzüne çıktığı andır.
  6. Batman'in kaybettiği an, Alfred'i kaybettiği andır.
  7. Bane'in kazandığı an, kendini “Gölgeler Birliği”nin bir üyesi olarak değil, “Gölgeler Birliğinin ta kendisi” olarak gördüğü andır.
  8. Bane'in kaybettiği an, Harvey Dent'le ilgili tüm gerçekleri halka açıkladığı andır.
  9. Bane'in kazandığı an, Batman'in ruhen ve fiziken en hazırlıksız olduğu zamanda yakaladığı andır.
  10. Batman'in kaybettiği an, oyuncaklarının Bane'e sökmediği andır.
  11. Batman'in kaybettiği an, elindeki tüm kartlarını düşmana gösterdiği andır.
  12. Batman'in kaybettiği an, oyuncaklarını düşmana kaptırdığı andır.
  13. Bane'in kaybettiği an, ruhunun ve bedeninin geri dönülmez şekilde kırıldığından emin olduğu Batman'i, tekrar karşısında gördüğü andır.
  14. Bane'in kaybettiği an, kendisinin geçemediği sınavı, Batman'in geçmiş olduğunu gördüğü andır.
  15. Gotham'ın kazandığı an, Batman'e çalınmış Kara Şövalye lekesini kafalardan sildiği andır.
  16. Gothamın kazandığı an, Batman sembolünün köprü sütunlarında alev alev yandığı andır.
  17. Gotham'ın kazandığı an, Batman'ın gündüz ortaya çıktığı andır.
  18. Gotham'ın kazandığı an, Kedi Kadın'ın Batman'e aşık olduğu andır.
Size bunlar gibi daha onlarca tespitimi yazabilirim. Ama biliyorsunuz ki en büyük korkularımdan biri, “Bruce Willis ölüydü” diyen kişi olmak.

2012'nin yaz aylarında gösterime giren film, sıcak havalara rağmen milyonlarca seyirciyi sinema salonuna kapatmayı başardı. Şahsen filmi bir kaç kere izledim bilmiyorum. Ancak her izlediğimde yeni bir kare ya da yeni bir diyalog daha farketmeye devam ettim ve filme her seferinde yeniden hayran olmaktan kendimi alamadım.

Filmi izleyin, çevirin çevirin bir daha izleyin. Bu denli yoğun bir filmin tadına başka türlü varamayabilirsiniz.

Hayata İyi Seyirler...

Hiç yorum yok: