30 Mart 2016 Çarşamba

“The Hateful 8” Tarantino'nun En Kötü Filmi...

Tarantino'nun son filmini nihayet izleyebildik. Size de bahsedeyim...

Özet
2015 yapımı “The Hateful 8” suç filmi türünde. Filmde sekiz kişinin yollarının kesişmesi konu ediliyor.
      1) Marquis: Kelle avcısı
2)      Ruth: Kelle avcısı
3)      Kadın: Ruth'un yakaladığı kadın kelle
4)      At arabacısı
5)      Hancı
6)      Müşteri: General
7)      Müşteri: Gage
8)      Şerif

Künye
Filmde Marquis'i Samuel L. Jackson oynuyor. Zaten bu adam Tarantino'nun her filminde oynuyor. Hem de başrollerde. Ruth'u ise Kurt Russell canlandırıyor.

Yorum
1)      Marquis karakteri süperdi. Onunla ilgili flashbackler çok farklı bir hikaye ortaya koyuyordu. Onun hikayesinden ayrıca bir film bile çekilebilirdi. Bence arada kaynamış.
2)      Film çok uzun. Aşırı uzun. Uzuuuuun süren o Tarantino diyalogları yine var ama bu sefer gerçekten fazlasıyla uzun. Gereksiz yani.
3)      Filmin bir konusu yok. Konuya ortadan giriliyor. Ama tam olarak konu da yok. Daha doğrusu bir amacı, bir teması yok. Yok yani.
4)      İngilizce Öğretmeni olmama rağmen filmin çoğunu anlamadım. Ağır aksanlar ve abartılı argosu sebebiyle sanki İspanyolca ya da İtalyanca bir film izliyormuşum gibi geldi.
5)      Bence şu ana kadarki en kötü Tarantino filmi. İçim bayıldı. Yarıda bıraktım. Kalanını eşimden dinledim.
6)      Reytingi yüksekmiş. Ama ben tavsiye etmiyorum Yine de siz bilirsiniz.

Hayata İyi Seyirler...


"Ninja Kaplumbağalar" Kötü Film...

Ninja Kaplumbağalar'ın benim için önemi büyüktür. Daha çocuk yaştayken hayatımın en güzel haberlerinden birini Ninja Kaplumbağalar izlerken almıştım :)) Anadolu Lisesi sınavlarını kazandığım haberini. Çocukluk işte...

Aradan yıllar geçti ve Ninja Kaplumbağaların filmi çekildi. İstemeye istemeye izledim tabi. Kafamdaki Ninja Kaplumbağa şemasına bir zarar gelmesini istemiyordum çünkü :))) Çocukluk işte...

Özet
2014 yapımı “Teenage Mutant Ninja Turtles” (Ninja Kaplumbağalar) bilim kurgu türünde. Hikayeye göre New York şehri, geceleri gizli bir el tarafından korunmaktadır. Bu durum her akşam ana haber bültenlerine konu olmaktadır. Fakat bir gün genç ve tecrübesiz bayan muhabir April O'Neil, New York'un aslında bir değil, birden fazla kişi tarafından korunduğunu farkeder. Meseleyi fena halde kafasına takan April daha sonra bunların insan bile olmadıklarını fark eder ve meslektaşlarına durumu anlatmaya çalışır. Elbette ki hiç kimse April'a inanmayacaktır. Ama April bu işin peşini bırakmayacaktır. Çocukluk işte :)))

Künye
Filmde April'ı Megan Fox oynuyor. Kaplumbağaları ise birbirinden yakışıklı dört oyuncu canlandırıyor ama hiç birinin ismini bilmiyorum :(

Yorum
Filmi izleyince kafamdaki şema gerçekten bozuldu. Çizgi filmlerdeki o güzelim hava gitti. Yerine adeta korkunç, ürkünç ve tiksinç yaratıklar geldi. Hele Sensei ıslak bir fare kadar iğrençti. Iyyyy :)

Schreder ve Brain'li çizgi filmlerini açın; bir ömür boyu izleyeyim. Ama film olmamış işte.


Hayata İyi Seyirler...

"Smokin" Jackie Chan Filmlerinin En Kötüsü...

Büyük oğlum Hot Fuzz'ı izlediğinden beri Hot Fuzz'ı izlemek istiyor. Tabi şiddet içerikli bir kaç sahnesi yüzünden o filmi izlemesini istemiyorum. Benim kontrolümde izlemesi lazım; o da benim işime gelmiyor.

Ben de bari başka bir aksiyon komedi bulayım dedim ve bir Jackie Chan filmi açtım. Anlatayım...

Özet
2002 yapımı “Smokin” (Tuxedo) adlı film aksiyon komedi türünde. Hikayeye göre Jimmy Tong taksi şoförüdür. Ama onu diğerlerinden ayıran bir özelliği vardır. Jimmy Tong yetiştirir. Tabi geliştirdiği yöntemler ve hileler sayesinde. Onun bu özelliği çok özel bir ajanın dikkatini çekmiştir. Bu özel ajan Clerk Delvin'e bir test yapar ve sonra da onu özel makam şoförü olarak işe alır. Bir gün özel ajan Clark Delvin iş üstündeyken bir patlama esnasında ağır yaralanır ve son nefesinde imdadına Jimmy Tong yetişir. Özel ajan gider ayak Jimmy Tong'a çok özel ve gizli bir bilgi verir ve hayatını kaybeder. Yarım kalan işi bitirmek ise Jimmy Tong'a düşecektir.

Künye
Filmde Jimmy Tong'ı Jackie Chan oynuyor. Biz onu hep karate yaptığı komik sahnelerden tanıyoruz. Oysa ki beyefendi çocuk yaştan itibaren çok disiplinli bir müzik eğitiminden de geçmiş. Onu da belirtmek lazım. Kimse durup dururken Jackie Chan olmuyor yani.

Yorum
Film bence Jackie Chan'in en vasat filmlerinden biri. Senaryo gereği giydiği o smokin ve ona kattığı süper güçler bile filmi renklendirmeye yetmemiş. Yine de izlemek isterseniz; siz bilirsiniz.


Hayata İyi Seyirler...

"Victoria" Gelmiş Geçmiş En ilginç Filmlerden...

Senaryolara değer katan şeyler vardır. Kostüm, dekor, oyunculuk, ışık, müzik, efekt derken en basit senaryolar bile devleşir.

Geçenlerde bir film izledik ve tıpkı yukarıda bahsettiğim o devleşmeye şahit olduk. Neden mi? Çünkü 120 dakikalık kosssskoca film sadece 120 dakikada çekilmişti. Tek kamera, tek kayıt, altı farklı mekan, on beş kadar oyuncu ve 120 dakikalık kosssssskoca bir film. Size filmden bahsedeyim.

Özet
2015 yapımı “Victoria” bir suç filmi. Hikayeye göre Victoria Berlin, Almanya'ya yeni taşınmış genç ve güzel bir kadındır. Daha yeni yeni çevre edinmeye başlamıştır. Kendi yaşlarındaki Sonne adlı gençle de flört etmeye başlamıştır. Bir gece Viktoria, Donne ve Donne'nin bir kaç zibidi akşamı bir mekanda çılgınca eğlenirler. Donne ve beş arkadaşı gecenin sonunda el ayak çekilince yer altı dünyasının pis bir işini halledeceklerdir. Ancak gençlerden biri hastalanınca onun işini Victoria'ya teklif ederler. Macera arayan Victoria ise ne yazık ki bu işe hayır demeyecektir.

Sturla Brandth Grøvlen
Künye
Filmde bir tane bile tanıdığım oyuncu yok. Ama haklarını yememek lazım. Tek kayıtta film çekmek hiç kolay değil. Tiyatrocular o işi her gün yapıyor diyebilirsiniz ama bu öyle bir şey değil. Bambaşka bir şey.

Diğer taraftan asıl iş kameramanda. Hiç görüntü kaçırmadan en kritik noktalara bu kadar iyi dokunmak müthiş bir konsantrasyon ve deha gerektirir. Sturla Brandth Grøvlen. Beyefendiyi yürekten tebrik ediyorum.

Filmin En İyi Yabancı Film Oscarını aldığını ve Toronto Film Festivali de dahil bir kaç festivalde gösterildiğini de eklemek lazım.

Yorum

Film çok güzel. Hayranlıkla izleyeceğiniz bir film. Bence çok anlatmanın lüzumu yok. Mutlaka izleyin. Çok şaşıracaksınız.

Hayata İyi Seyirler...

"Ip Man 3" Devam Filmi...

Dövüş filmi severler olarak Ip Man 1'i görünce deliye dönmüştük. Sonra ikinci film geldi ve aynı hisler devam etti. Bir ara araya lüzumsuz bir devam filmi girdi. O filmden iş çıkmayınca sahici bir film çekildi. Hadi bir bakalım...

Özet
2015 yapımı “Ip Man 3” aksiyon türünde. Hikayeye göre Çin'i bu kez Amerikalılar ele geçirmiştir. Amerikalılar pis işlerini kullanmak için çok sayıda Çinliyi de kandırmıştır. Bu Çinliler çeteler kurmuş ve halka eziyet etmeye başlamıştır. İşte bu çetelerden biri, bir özel okulun arsasına göz koyar ve okulun sahibine saldırır. Hatta bir de okuldan çocuk kaçırırlar. Ancak malum çete bu kez sert kayaya çatmıştır Zira Ip Man'ın oğlu da bu okula gitmektedir ve kaçırılan çocuklardan biri Ip Man'ın çocuğudur.

Künye
Filmde Ip Man'ı yine Donnie Yen canlandırıyor. Diğer ekip de hala aynı. Diğer taraftan sürpriz bir isim de var. Amerikalı çete liderini Mike Tyson oynuyor.

Yorum
Film bana ilk ikisi gibi tat vermedi.

Filmde bazı mantık hataları da var. Örnek vereyim, mafya bile çocuk kaçırmaz. Çocuk kaçırsa bile çetenin diğer üyeleri bu duruma sahiplenmez. Sonuçta her işin bir raconu var :)))

Dövüş sahneleri ilk iki filmdeki kadar tatlı değil.

Reytingi yüksek bir film. Ama ben bir daha izlemem. Siz de bir kere izleyin. Sonra da silin.

Hayata İyi Seyirler…

Hayata İyi Seyirler..

28 Mart 2016 Pazartesi

"Taşkınlar Kulübü" Oxford'un En İğrenç On Öğrencisi...

Ünlü üniversitelerin öğrencilerini anlatan filmler sanırım çok tutuyor. İnsanlar oralarda neler olduğunu bazen imrendiği için bazen de kıskandığı için öğrenmek istiyor. İyi öğrencilerin neler yaptığını zaten herkes biliyor. Ama kötü öğrencilerin neler yapabileceğini görmemiz için filmlere bakmamız gerekiyor. Hadi bakalım o zaman...

Özet
2014 yapımı "The Riot Club" (Taşkınlar Kulübü) adlı film suç ve dram türünde. Hikayeye göre Oxford Üniversitesinde gizli bir kulüp vardır. Hem de yüzyıllardır. Bu kulüp 10 kişilik bir gruptan oluşur. Her türlü suçu işlemeye meyilli 10 erkekten oluşur. Delikanlıların neredeyse hepsi para babasıdır ve hepsi parayla her şeyi satın alabilmektedirler. O yıl kulübün üye sayısı sekizdir ve acilen iki üye bulunmalıdır. Üyeler derhal iki aday bulurlar. Bunlardan biri abisinin çok zengin ama ezik Ryle ve diğeri de çok zengin ama mütevazi Miles'dır. Ama her ikisinin de kulübün içeriğinden tam olarak haberleri yoktur.

Künye
Filmde yarı ünlü diyebileceğimiz bir kaç oyuncu var. Ama daha önemlisi filmin bir tiyatro oyunundan uyarlanmış olması.

Yorum
Film çok iyi değil. Daha doğrusu benim beklentim daha farklıydı. Bazı sahneler de çok saçmaydı. Darmadağınık bir filmdi. Ben pek beğenmedim. Yine de siz bilirsiniz.

Hayata İyi Seyirler...

P.S. Spoiler vermek istemediğim için fazla bir şey söyleyemedim. Pek çok açıdan eleştirilecek yok yanı var.

27 Mart 2016 Pazar

"Beni Terk Eder Misin?" Örnek kadın...

Romantik komedilerde gelgitleri olan insanları izleriz. Bir dargın bir barışık ilişkiler vardır. Bir aşık bir düşman çiftler vardır. Ama dün bir romantik komedi seyrettim ve gelmiş geçmiş en gayretli kadın karakteri izlemiş oldum. Size de anlatayım.

Özet
2000 yapımı "Beni Terk Eder Misin?" (Commited) adlı film romantik komedi türünde. Hikayeye göre Joline, bir bar işleten evli bir kadındır. Jo çalışkandır, iyilikseverdir, temizdir, düzenlidir, eğlencelidir, güzeldir, naziktir. Tüm iyi huyları kalbine sığdırmış bir kadındır. Üstelik evlidir ve kocasına da çok aşıktır. Ancak kocası Carl, karısı kadar kendini tamamlayabilmiş biri değildir. Hala istediği gibi bir işi yoktur. Sürekli bunalım halindedir ve kafasını toplamak için bir süre uzaklaşmaya karar verir. Jo, iyi günde ve kötü günde sözüne sadık kalır ve buna anlayış gösterir. Ne zaman ki bu ayrılık beklenenden uzun sürer; işte o zaman Jo kocasını bulup eve getirmek için kolları sıvar.


Künye
Filmde Jo ve Carl'ı Heather Graham ve Luke Wilson oynuyorlar.

Yorum
Başta da söylediğim gibi ben filmdeki Jo karakterini çok beğendim. Gerçekten örnek bir karakter. Çabuk pes etmeyen birini bulmak zor bugünlerde.

Açıkçası reytingi biraz düşük ama neden olduğunu bilmiyorum. Diğer romantik komedilerden fazlası var; eksiği yok. 

Bence izleyin. Yani illa ki bir romantik komedi izleyecekseniz; bence bunu izleyin.

Hayata İyi Seyirler...

P.S. Filmin afişi çok alakasız. İğrenç...

23 Mart 2016 Çarşamba

"Dayanılmaz Zulüm" En Azından Benim İçin...

Romantik komedilerin hepsi aynıdır. Önce evlenecekleri kesin olan çift tanışır. Birbirlerinden hoşlanırlar ama belli etmezler. Epeyce kavga ederler. Sonra nihayet biri kuyruğu indirir ve sevdiğini itiraf eder. Sonunda da evlenirler... Genellikle de imdb puan 5.5 – 6.3 arasıdır. Alın size onlardan biri...

Özet
2003 yapımı “Dayanılmaz Zulüm” (Intolerable Cruelty) romantik komedi türünde. Hikayeye göre Miles voleyi vurmuş bir boşanma avukatıdır. Kendisine bir gün bir müşteri gelir. Donovan adlı adam, güzeller güzeli karısı Marylin'i aldatırken yakalanmıştır ve bu sebeple kadın boşanmak istemektedir. Daha doğrusu boşanırken adamın ciğerini sökmek ve donuna kadar almak istemektedir. Miles ise müvekkilini sonuna kadar savunmaya kararlıdır. İşte bu durum Miles ve Marylin arasındaki düşmanlığın da aşkın da başlangıcı olacaktır.

Künye
Filmde Miles'ı George Clooney oynuyor. Güzeller güzeli Marylin'i ise güzeller güzeli Catherine Zeta-Jones canlandırıyor.

Yorum
Filmde bundan çok daha fazlası var. Tekrar tekrar başlayan bir aladevere dalavere hikayesi var. O yüzden kabul edilebilir bir romantik komedi.
Filmin sonu daha başından belli ama hiç değilse kafanızı yormaz. İzleyin. Kafanız dinlensin.

Hayata İyi Seyirler...

"Night Train To Lisbon" Bir Sanat Filmi...

Filmlere en az benim kadar meraklı bir arkadaşım var. Ama o, sanat filmlerine tutkun. Benim gibi değil :))) Onun önerdiği bir film izledim geçenlerde. Size de anlatayım.

Özet
2013 yapımı "Night Train To Lisbon" (Lisbon Gece Treni) dram türünde. Hikayeye göre Gregorious, İsveçli bir edebiyat profesörüdür. Sosyal ilişkileri oldukça zayıftır. Tam bir kitap kurdudur. Gregorious yalnız ve monoton hayatını inatla sürdürürken bir gün köprüde bir kadınla karşılaşır. Ancak kırmızı paltolu bu genç kadın intihar etmek üzeredir. Gregorious paldır küldür kıza davranır ve son anda onu ölmekten kurtarır. Sonra da doğruca derse götürür. Bir kaç dakika sonra kız bir yolunu bulup sınıftan kaçar. Ancak kaçarken kırmızı paltosunu almayı unutur. Gregourious platonun ceplerini karıştırınca bir adrese ulaşır. İşte bu adres onu Lisbon'a sürükleyecektir. Sonra da kızın geçmişine...

Künye
Filmde Gregorious'u Jeremy Irons oynuyor. Ama aslında başrol değil. Başrolde hiç tanımadığım başka oynuyor. Sanırım bu yüzden sanat filmi. Hiç bir tanıma uymuyor :))))

Yorum
* Film bayık. Bir baştan bir sondan. Karman çorman...
* Filmdeki hikaye çok güzel.
* İzlerken çok tat almadım. Bir daha izlemem.
* Tabi o tür filmleri sevenler için biçilmiş kaftandır eminim:)))

Hayata İyi Seyirler...

21 Mart 2016 Pazartesi

"Southpaw" Boks Filmi Sevenler İçin...

Jake Gyllenhaal'un yükselişi devam ediyor.

Özet
2015 yapımı "Son Şans" (Southpaw) adlı film bok filmi türünde. Hikayeye göre Billy Hope elli maçtır namağlup şampiyondur. Kazandığı maçlarla bir servet sahibi olmuştur. Gençlik aşkıyla evlenmiştir ve bir de kızı vardır. Kendini artık tanrı gibi hissetmektedir. Bir gün bir hayır kurumunun toplantısından sonra serseri bir boksörün laf çakmasına dayanamaz ve adamla kapışmaya başlar. Ortalık bir anda karışır ve bodyguardlardan birinin silahından çıkan serseri bir kurşun Hope'un karısına isabet eder ve kadın olay yerinde ölür. İşte Hope'un zorlu günleri böyle başlayacaktır...

Künye
Filmde Hope'u Jake Gyllenhaal oynuyor. Karısını ise Rachel McAdams canlandırıyor. Ara ara 50 Cent de bir görünüp çıkıyor :)))

Yorum
Boks filmi sevenler için biçilmiş kaftan. Her bok filminde olduğu gibi ringdeki savaştan çok psikolojik savaşlara odaklanıyor. Ben çok beğendim. Umarım siz de beğenirsiniz. 

Hayata İyi Seyirler...

Patrondan Kurtulma Sanatı 2...

Devam filmi...

Özet
2014 yapımı "Patrondan Kurtulma Sanatı 2" yine komedi ve suç türünde. Hikayeye göre bizim üç avanak eski patronlardan kurtulmayı başarmıştır. Şimdi sıra kendi işlerini kurmaya gelmiştir. Ancak ilk iş girişimleri hezimetle sonuçlanmıştır zira bizim avanaklara yüklü miktarda sipariş veren adam, ürünleri almaktan vazgeçer. Bunlar da çaresiz adamın tek varisi Rex'i kaçırmak zorunda kalırlar. Adam oğlu için fidye vermeyi reddedince ise Rex sinirlenir ve bizim avanakların tarafına geçer. Böylece çetemiz dört kişilik oluverir.

Künye
Filmde yeni patronu Christopher Waltz ve oğlu Rex'i de Chris Pine oynuyor. Diğer ekip aynı. Kevin Spacey, Jennifer Aniston, Charlie Day, Jason Sudeikis, Jason Bateman aynen devam.

Yorum
Filmde bizim üç avanak aynı komiklik ve zevzeklikle devam ediyor. Rex karakteri filme çok yakışmış. Filmin müzikleri de muhteşem. Konusu da gayet güzel. İlk filmi beğendiyseniz; bunu da beğeneceğine eminim.

Hayata İyi Seyirler...

"Sindirella" Bir Peri Masalı...

Çocukluğumuzun masalı...

Özet
2015 yapımı "Cinderella" (Sindirella) adlı film fantastik türde. Hikaye bilindiği üzre Sindirella'nın anneciği apansız ölünce babası iki çocuklu dul bir kadınla evlenir. Sindirella'nın babası da apansız ölünce üvey anne kişilik değiştirir ve zavallı kızı kül kedisine çevirir. Çok uzatmaya gerek yok...

Künye
Filmde ünlü isimler var. Gençleri geçiyorum. Özellikle üvey anneyi oynayan Cate Blenchett çok başarılı. Kendisini çok sevmeme rağmen Helena Bohnam Carter'a İyilik Perisi rolünü yakıştıramadım. 

Yorum
Film En İyi Kostüm Dalında Oscar'a adaydı. Gerçekten de kızın elbisesi bulut gibiydi. Çok güzeldi. Film de çok güzeldi. Bence artık bir 20-30 sene Sindirella filmi çekilmez. Bir masal için ayet güzeldi yani.Çok emek çekilmiş. İzleyin. İzletin.

Hayata İyi Seyirler...

P.S. Bu arada bu masaldaki bir mantık hatası çocukluğumdan beri beni kemiriyor. Gece saat 12.00'den herşey eski haline geri dönüyor da neden o cam ayakkabı eski haline dönmüyor??? Oh be içimde kalmadı; söyledim :)))

"Fokus" Hırsızlık ve Soygun Filmi...

Suç filmi sevenler için...

Özet
2015 yapımı Fokus (Focus) adlı film suç türünde. Hikayeye göre Nicky, bir hırsızlık çetesinin lideridir. Organizatörlüğü o kadar iyidir ki 20-30 kişilik çeteyi ustalıkla çevirmektedir. Vurgunlar nerede yapılacak; türü ne olacak; kimin görevi ne olacak; kim % kaç hisse alacak; yakalanan ne yapacak;vb. her şey incelikle düşünülmektedir. Bir gün yankesici bir kız olan Jess, Nicky'nin çetesinin olduğunu öğrenir ve çetenin üyesi olmak istediğini söyler. Ama bunun için Nicky'ye maharetlerini göstermesi gerekmektedir. 

Künye
Filmde Nicky'yi Will Smith oynuyor. Jess'i ise Margot Robbie canlandırıyor. 

Yorum
Film hem suç filmi, hem komedi filmi, hem de aksiyon filmi. Güzel mi güzel. Ama sonu biraz bayık. Bitmek bilmiyor. Hatta bazen film içinde filme sarıyor. Ama izleyin tabi. Hoş!... Bir gün bu işlere girmeye kalkarsanız risklerini bilirsiniz en azından :)

Hayata İyi Seyirler...

"Hayvan Bakıcısı" Romantik bir Hayvan Bakıcısı...

Çocuklara bir film açtım, kendim izledim efen'im :))) Anlatayım...

Özet
2011 yapımı "Hayvan Bakıcısı" (Zookeeper) adlı film komedi türünde. Hikayeye göre Griffin hayvanat bahçesinde hayvan bakıcısı olarak çalışmaktadır. İşini o kadar severek yapmaktadır ki tüm hayvanlarla neredeyse arkadaştır. Ancak Griffin aşk hayatında iş hayatındaki kadar şanslı değildir. Yıllar önce çıktığı kıza evlenme teklif etmiş ama reddedilmiştir. Daha da kötüsü hala unutamamıştır. Bir gün bir düğünde o kızla yeniden karşılaşınca eli ayağına dolanır ve kızla aralarında yeniden bir yakınlaşma olur. Griffin bu kez kızı tavlamak için taktik geliştirecektir. Hayvanat bahçesindeki hayvanlardan yardım alacaktır. 

Künye
Filmde Griffin'i Kevin James oynuyor.

Yorum
Film kendi türü içinde komik bir film. Ama öyle tekrar tekrar izlenecek bir film değil. Eh işte. İzleseniz de olur izlemeseniz de. Yine de siz bilirsiniz.

Hayata İyi Seyirler...

"Kardeşler" Yüzbaşı Ölünce Ailesi Ne Olur???

Üç ünlü oyuncu oynadığı için izlemeye karar verdiğim bir film...

Özet
2009 yapımı "Kardeşler" (Brothers) adlı film dram türünde. Hikayeye göre Sam ve Tommy iki erkek kardeştirler. Sam güzel bir kadınla evli ve iki kız çocuk babasıdır. Aynı zamanda Afganistan'a gitmek üzere olan bir yüzbaşıdır. Tommy ise ikide bir hapse düşen ipsiz sapsız biridir. Bu yüzden babası ile hep gergindir. Ama iki kardeş arasında hiç bir sorun yoktur. Günler böyle geçerken Sam'in görev günü gelir ve yüzbaşı ailesiyle vedalaşıp ayrılır. Kısa zaman sonra ne yazık ki Sam'in ölüm haberi gelir. Ortada kalan iki çocuğa ve genç anneye en çok sahip çıkan isim ise serseri enişte Tommy olacaktır.

Künye
Filmde Yüzbaşı Sam'i Toby Maguire ve kardeşini de Jake Gyllenhaal oynuyor. Yüzbaşının karısını ise Natalie Portman canlandırıyor. 

Yorum
Film dramatik bir film. Biraz bayık olduğu ve yer yer gerçekçiliğini kaybettiği söylenebilir. Ama konusu çok güzel. Ben size sadece girişini yazdım. Sürprizler için; izlemeniz gerekiyor. İnsan ilişkileri adına çıkarılacak ve öğrenilecek çok ders var. Film boyunca aynı kalabilen kimse yok. Bu da insan psikolojisinin ne kadar gelgitli olduğu bir kez daha görülüyor. 

İzleyin; kederlenin.

Hayata İyi Seyirler...

"Deadpool" Fazla Söze Gerek Yok...

“Perşembe öğleden sonram boş!” Çalışan biri için ne kadar güzel bir cümle değil mi? Saat 17.00'ye kadar istediğim herşeyi yapabilirim. Herrrşeyi... Ve benim en sık yaptığım şey; kendime vakit ayırmak oluyor. Eh benim için kendine zaman ayırmak demek, sinemaya gitmek demektir. Ben de öyle yapıyorum. En son geçen hafta önce Deadpool'a gittim. Gerçi artık herkes izledi ama bahsetmezsem olmaz; içimde kalır.

Özet
2016yapımı “Deadpool” fantastik bilim kurgu karması bir film. Hikayeye göre Wade eski bir askerdir. Kahraman olmak istediği için askeriyeye girmiştir ama o işin kendine göre olmadığını anlayınca askeriyeden ayrılmıştır. Askeriyeden aldığı eğitimi ise el alemin pis işlerini halletmek için kullanır. Tabi belli bir para karşılığında. Wade'in güzel de bir sevgilisi vardır. Gel zaman git zaman, hayat Wade'e güzelken, birden işler değişir. Wade kanser olduğunu ve çok yakında öleceğini öğrenir. Wade için hayat bir anda anlamını yitirir. Ta ki adamın birinin elinde bir kartvizitle gelip Wade'e sıradışı bir tedavi yöntemi teklif etmesine kadar...

Ryan Reynolds
Künye
Filmde Wade'i yani Deadpool'u benim ilk kez severek izlediğim bir oyuncu oynuyor: Ryan Reynalds. Gerisi çok da önemli değil. Filmin bir uyarlama olduğunu söylemeye de gerek yok herhalde.

Yorum
  • Filmin çok küfürlü olduğu söyleniyor. Evet doğru. Ama herhangi bir Amerikan filminden daha küfürlü değil. Ha Türkçe dublajı da çok küfürlüydü. İşte ona alışık değiliz. Yer yer kulaklarımı tıkadım ve “iyi ki tek başına gelmişim” dediğim oldu.
  • Filmde bol miktarda cinsel içerikli espri var. Ama Deadpool öyledir. Az bile :)))
  • Çizgi romanlardaki Deadpool çok iyi aktarılmış. Oldukça iyi bir film.
  • Kadınların seveceği türden bir film değil. Ergenuslar içinse biçilmiş kaftan.
  • Böyle bir filmi tavsiye edecek değilim tabi. Ama izleyeceğinize de adım gibi eminim. İzleyin. Görün gününüzü :)))


Hayata İyi Seyirler...   
İş yerinde kafamın muşmula olduğu bir gün şöyle kolay bir film izleyeyim dedim. Bir komedi açtım ve izledim. Bakın karşıma ne çıktı. SERT OL!!!

Özet
2015 yapımı "Get Hard" (Sert Ol) adlı film komedi türünde. Hikayeye göre James King Horward mezunu milyoner bir iş adamıdır. Hayat King'e güzelken bir gün işler ters döner ve King dolandırıcılıktan 10 yıl ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırılır. Hakim King'e işlerini toparlaması için bir ay süre verir. Salon adamı takılan tırsık King ise bu süreyi "Hapishanede nasıl hayatta kalınır?" dersleri alarak geçirmeye karar verir. Bu dersleri alacağı kişi ise arabasını yıkattığı Darnell olacaktır. King bu iş için Darnell'i seçmiştir çünkü Darnell bir siyahidir ve kesin daha önce hapse girip çıkmıştır :) Darnell hapishane tecrübesi varmış gibi yapıp teklifi kabul eder çünkü fena halde paraya ihtiyacı vardır.

Künye
Filmde King'i Will Farrel ve Darnell'i ise Amerika'nın en komik adamları listesinde baş köşeye oturan Kevin Hart oynuyor. 

Yorum
Film bir komedi filmi için fena sayılmaz. Yalnız pek öyle çoluk çocuk izlenecek bir film değil. Cinsel içerik ve küfür içeriği dozu biraz aşmış. Ama bu içerikler filmin içeriğine uygun. Hapishane eğitimi yani. 

Velhasıl-ı komik bir film. İzleyin; gülün. Tıpkı benim yaptığım gibi.

Hayata İyi Seyirler...

20 Mart 2016 Pazar

"Hot Fuzz" Gelmiş Geçmiş En Muhteşem Polisiye Komedi...

Okulda öğrencilere izlettiğimiz bir film vardı. Yıllardır flaşımdan hiç silmediğim bir film. Birden "Neden o filmi yazmıyorum" dedim ve işte filmi yazıyorum.

Özet
2007 yapımı "Sıkı Aynasızlar" (Hot Fuzz) adlı film polisiye bir komedi. Hikayeye göre Nicholas Angel sıkı bir Londra polisidir. Ama öyle böyle değil. Bir kaç dil konuşan, keskin nişancı, kıvrak şoför, süper zeka, aşırı disiplin falan filan ooooooo... Ama bir gün kendisine açıklanmayan bir sebeple aniden, durup dururken bir küçük bir çiftçi köyüne tayini çıkıverir. Hem de dünyanın en sorunsuz köyü. Ve hatta "En Güzel Köy" yarışmasında 21. kez ödül alan bir köy. Nicholas istemeye istemeye köye gelir. Ancak Londra'da kazandığı eski alışkanlıkları ve disiplini yüzünden burada epeyce zorlanacaktır. 

Künye
Filmde Nicholas'ı Simon Pegg oynuyor. Adamın oyunculuğuna ve oynadığı karakterin gelgitlerine bayıldım.

Yorum
Film muhteşem. Hiç ummadığınız gibi devam edip hiç ummadığınız gibi bitiyor. Kesinlikle sonu belli bir senaryo değil. Oyunculuklar şahane. Bir polisiye komedi için fazlasıyla güzel. Mutlaka izlenmesi gereken bir film. Deneyin. Pişman olmayacaksınız.

Hayata İyi Seyirler...

P.S. Şiddet içerikli olduğundan dolayı 10 yaş altı çocuklar için uygun değil. Ona göre...

"Barınak" İki Evsizin Dramatik Hikayesi...

Bütün hafta sonu çocuklarıma ve eşime karşı vazifelerimi yerine getirdikten sonra nihayet kendime de sıra geldi. Hemen bir film...

Özet
2014 yapımı "Barınak" (Shelter) dram türünde. Hikayeye göre Tahir, New York sokaklarında yaşayan müslüman bir evsizdir. Boş bir kovada perküsyon çalarak bahşiş toplamaktadır. Hannah da evsizdir. "Eskiden ben de biriydim" diye bir döviz açıp dilencilik yapan eroin bağımlısı bir evsiz. Bu ikisi bir gün kötü bir tesadüf eseri tanışırlar ve kader arkadaşı olurlar. Artık New York sokaklarının acımasız ve gaddar tavrına karşı ölüm kalım savaşı vereceklerdir. 

Künye
Filmde iki ünlü ismi görüyoruz. Tahir rolünde Anthony Mackie'yi ve Hannah rolünde Jennifer Connelly'yi görüyoruz. Filmin senaristi ve yönetmeni ise Paul Bettany. Beyefendi bu filmi kendi kapısı önünde yaşayan evsiz çifte adamış...

Yorum
* Film çok bayıktı. Yavaşlığından içim şişti. 
* Dram ögesini işlemek için meseleyi bu kadar abartmaya gerek yoktu.
* Müslüman evsizin kafası fazlaca karışıktı.
* Eskiden ben de biriydim diyen kadının eskiden neyi başardığını hiç bilemedik. Eskiden bir doktor doktorla evli olmuş olman seni "biri" yapmaz. 
* Filmde evsizlere acımak yerine evsizlerden nefret edesim geldi. 

Kısacası ben beğenemedim. Yine de siz bilirsiniz.

Hayata İyi Seyirler...